Yöremizin önemli kültürel miraslarından biri olan Hıdrellez kutlamaları ile ilgili ilk yazımız da Muhacirlere ait bir gelenek olan Mantufar Adeti’nden bahsetmiştik. Maalesef bu adetimiz iç göçler nedeniyle tamamen unutulmuş kültür mirasımız arasında yer almaktadır.
Hıdrellez konusunu içeren bu ikinci yazımızda, Manav dostlarımızın birlik ve beraberliğimizin teminatlarından biri olan Hıdrellez kültürünü gelecek kuşaklara nasıl aktardıklarından örneklerle bahsetmeye çalışacağım.
Manav köylerimizde 6 Mayıs tarihinde başlayıp Temmuz ayının sonuna kadar süren Hıdrellez şenlikleri ise muhacir adetlerinden farklı olarak dini tören ön planda olacak şekilde kutlanır. Mayıs’ın 6’sında başlayan Temmuz ayının sonuna, başka bir ifade ile hububat harmanlarının başlamasına kadar devam edecek olan Hıdrellez kutlamalarının tarihleri köy muhtarlarımızın ve köy ileri gelenlerinin kararı ile alınır. Kutlama tarihlerinin özellikle hafta sonları yapılmasına ve Hıdrellez kutlama tarihlerinin diğer köyler ile çakışmamasına özellikle dikkat edilir.
Manav’lar Hıdrellez kutlamalarına ‘Hâyır’ (İyilik, karşılık beklemeden yapılan yardım) demektedir. Bu kutlamaların esas pratiği olan toplu yemek (Hayır Pilavı) için, günler öncesinden hazırlıklara başlanır. Bu yemekte bulgur, et, yağ ve tuzdan oluşan erzak, Hıdrellez günü pilav yapılarak topluca yenmektedir. Günümüzde bu tören muhacir köylerimizde de uygulanmaya başlamıştır. Bu nedenle köyün tertiplediği Hıdrellez yemeğine halk arasında ‘Hıdrellez pilavı’ veya ‘Pilav günü’ de denir.
Hıdrellez pilavının toplu yenmesindeki esas amaç birlik ve beraberlik ile o yılın her bakımdan bereketli geçmesi içindir. Pilav kazan kapakları açılmadan önce bütün cemaatin katılımı ile imam tarafından ‘Bereket Duası’ okunur. Köyler de toplu şekilde pilav yenmesinin bereket getirdiğine, dolayısı ile topluluktaki insan sayısı ne kadar fazla olursa o yıl ürünlerde bereketin o oranda fazla olduğuna inanılır.
Hâyırda; misafirlere etli bulgur pilavı, yufka ve ayran ikram edilir. Köyde oturanlar, ya da o köyden olup başka yerlerde oturanlardan ekonomik durumu iyi olanlar yapılacak bu şölene katkı sağlarlar. Kimi et için hayvan alır, kimi ayran alır, kimi yufka için un alır, kimi de yağ alır. Hâyır, gününden bir gün önce kurban edilecek hayvanlar kesilip, hazırlanır. Köy kadınları muhtemel gelecek misafir sayısına göre yufka açıp, pişirirler. Ertesi sabah, yani hayır günü erkenden kazanlar kurulur önce etler pişirilir.
O köye kuşluk vaktinden önce çerçiler akın eder. Kimi bakkaliye malzemesi, kimi macun, kimi kar helvası, kimi karlı buzlu, kimi de dondurma satar. Kuşluk vaktinden itibaren çevre köylerden yabanlık giysilerini giymiş kadın, çocuk ve erkekler akın akın köye gelirler. Gelen misafirler ya tanıdıkları evlerde misafir edilir ya da köyü gezer, ağaç altlarında vakit geçirirler. Öğleye doğru kazan, kazan pilavlar pişmiş olur. Öğle namazından sonra ayran eşliğinde misafirlere etli bulgur pilavı ikram edilir. Bazen ayran yerine hoşaf ikram edildiği olur. Salıncaklar kurulur, çeşitli oyunlar tertip edilir, genç kızlığa yeni adım atanlara dualarla başörtüleri giydirilir. Aileler biri birileri ile tanış olurlar.
Bazı köylerimizde geleneksel hale gelmiş olan karakucak güreşleri tertip edilmektedir. Hâyır pilavı kutlamalarına gelen misafirler poşetler ile bulgur alarak evlerine götürürler. Hâyır pilavı sonrasında köy imamının önderliğinde birkez daha ‘Bereket Duası’ okunur ve şenlik sona erer. Yemek sonrası arta kalan yemekler komşu köylere gidenler arasında pay edilir, bir dahaki yıl tekrar görüşmek üzere vedalaşılır.
Ali Rıza Gönüllü, 1983 yılında Gölpazarı – Bedi köyünde tanık olduğu bir Hıdrellez kutlama adetinde pilav pişirmek için kurulan ocak ve ocaklara konan kazan sayısının dokuz rakamı ile sınırlandırmasının önemini ve bu sayının ise eski Türk inanç sisteminin motiflerinden biri olduğunu özellikle vurgular. Yazar, Bedi köyünde yapılan hıdrellez adetini şöyle aktaracaktır.
‘Hıdrellezden birkaç gün önce köy muhtarı ve htiyar heyetinden birkaç kişi, hali vakti yerinde olanlardan bir miktar para toplamaktadır. Bu para kişilerden verebildikleri ölçüde ve gönülhoşluğu ile alınmaktadır. Toplanan paralarla birkaç koyun (koyun yoksa keçi) ve köyde pilavlık bulgur yoksa kazadan pilavlık bulgur alınmaktadır.
Hıdırellez günü sabahtan itibaren köylülerde büyük bir heyacan göze çarpmaktadır. Bütün köylüler yapılacak işlere büyük bir çaba ile katılarak sosyal dayanışmanın güzel bir misalini verirler.
Köylülerin bir kısmı köy meydanına ocaklar hazırlamaktalar ve bunların üzerlerine büyük kazan koymaktadırlar. Diğer taraftan bir kısım köylüler ise bulgurun içinde bulunan yabancı maddeleri ayıklamaktadırlar. Bir taraftan koyunlar kesilmektedir. Etli bulgur pilavı pişirileceği zaman kullanılacak olan su, köylüler tarafıdan ocakların yanına taşınır. Bütün bu işler bittikten sonra ocaklar yakılmakta ve etli bulgur pilavı köylü kadınlar tarafından pişirilmektedir.
Etli bulgur pilavı pişirme işi öğle sonuna kadar sürmektedir. Pilav pişirilirken köy meydanına masalar, sandalyeler getirilmekte ve bir düzen içinde yerleştirilmektedir. Masaların üzerine köyde yapılan ekmekler ve çeşitli yeşil sebze (Soğan-maydanoz vb.) konulmaktadır.
Hazırlanan masalara köyde bulunan bütün erkekler davet edilmektedir. Pilavın yanında ayran da dağıtılmaktadır.
Köylü kadınlar da ayrı yerlerde toplanır etli bulgur pilavından yemektedirler. Köy meydanına gelemeyecek kadar hasta ve yaşlı olanlara pilavlar bir sini içinde özel olarak gönderilir. Pilav günü akşam vaktine kadar pür neşe içinde devam eder.’
Hıdrellez günü genç kızlar tarafından karşılıklı söylenen Bilecik mânilerinden birkaç örnek sunalım ve yazı dizimizin ikincisini burada sonlandıralım.
Yolda buldum keseri Sökemedim enseri Bir babanın gönlünü Yapamadın serseri.
Ayağında yemeni Niye almadın ben Bu dünyanın ölümü Ne seni kor ne beni
Entarisi karadan Dağlar kalksın aradan İkimizi kavuştursun Yeri göğü Yaradan
Havalar ısınmaya başladığında Bağ,bahçe işleri sıklaştığında Taşa,toprağa,ağaca,yaprağa Su yürüdüğünde… Hızır peygamberle,İlyas peygamber Buluştuğunda, Bir neşe sarar doğayı. Köylümüz,kentlimiz Baharı karşılar.
İşte böyle bir günde Köyümüz Çengellerde Hayır pilavı vardır. Harmanlara kurulmuştur kazanlar Ayıklanmıştır bulgur,kesilmiştir hayvanlar Civar köyler Dostlar,akrabalar toplanmış Yufkalar yapılmış…
Bir de güzeldir hava Haydi güreş tutmaya En iyi güreşci Muharemin Hüseyin’le Aşağıkilerin Mustafa. Hacıbramların Recep’le Tahirlerin Mehmet’te güreşmekte Mehmet,Recep’ten küçüktür Recep,Mehmet’i hep yenmekte.
Haydi arkadaşlar pilavlar soğumasın Bir ahenktir gitmekte… Sohbetin bini bir para Oturulur öbek öbek harmanlara. Yufkayla avuç avuç Yeriz bulgur pilavını Biz çokda severiz keklik avını.
Ayran getir oğlum ver misafirlere Akşam oldu herkes gider evlere Bu yıl da hayır pilavımız böyle geçti Allah kabul eylesin. Bir kusurumuz varsa afedilsin. Seneye hıdırellezde tekrar görüşürüz.. Ekmeğimizi,katığımızı yine bölüşürüz. Pilav da lezzetliydi etli mi etli Olsun bu yıl ki mahsul Herkese bereketli.
Hasan kardeş sana ek gönderdim. Kabul edersin umarım
Hayır Pilavı
Havalar ısınmaya başladığında
Bağ,bahçe işleri sıklaştığında
Taşa,toprağa,ağaca,yaprağa
Su yürüdüğünde…
Hızır peygamberle,İlyas peygamber
Buluştuğunda,
Bir neşe sarar doğayı.
Köylümüz,kentlimiz
Baharı karşılar.
İşte böyle bir günde
Köyümüz Çengellerde
Hayır pilavı vardır.
Harmanlara kurulmuştur kazanlar
Ayıklanmıştır bulgur,kesilmiştir hayvanlar
Civar köyler
Dostlar,akrabalar toplanmış
Yufkalar yapılmış…
Bir de güzeldir hava
Haydi güreş tutmaya
En iyi güreşci
Muharemin Hüseyin’le
Aşağıkilerin Mustafa.
Hacıbramların Recep’le
Tahirlerin Mehmet’te güreşmekte
Mehmet,Recep’ten küçüktür
Recep,Mehmet’i hep yenmekte.
Haydi arkadaşlar pilavlar soğumasın
Bir ahenktir gitmekte…
Sohbetin bini bir para
Oturulur öbek öbek harmanlara.
Yufkayla avuç avuç
Yeriz bulgur pilavını
Biz çokda severiz keklik avını.
Ayran getir oğlum ver misafirlere
Akşam oldu herkes gider evlere
Bu yıl da hayır pilavımız böyle geçti
Allah kabul eylesin.
Bir kusurumuz varsa afedilsin.
Seneye hıdırellezde tekrar görüşürüz..
Ekmeğimizi,katığımızı yine bölüşürüz.
Pilav da lezzetliydi etli mi etli
Olsun bu yıl ki mahsul
Herkese bereketli.
Hasan kardeş sana ek gönderdim. Kabul edersin umarım
Hocam ne demek, baş üstünde. Saygılar