Ayakkabı Bot ve çizme Günlük ayakkabı Bot ayakkabı modelleri Çizme ayakkabı Terlik ayakkabı Sandalet Babet Spor ayakkabı Topuklu ayakkabı İç giyim Mayo Çorap Fantezi giyim İç çamaşır takımları Sütyen Gecelik Pijama takımı Gece elbisesi Plaj giyim Giyim Büyük beden Tesettür Etek Trenckot tarz eşofman takımları bayan Mont Gömlek Pantolon T-shirt Sweatshirt Kırmızı elbiseler Ceket Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası Atlet Külot Jartiyer Tanga Jüpon Body Büstiyer

ref: refs/heads/v3.0
bilecik haberleribilecik haberbozüyük haberosmaneli haberdövizakpchpmhp
DOLAR
34,0830
EURO
38,0625
ALTIN
2.836,55
BIST
9.975,61
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Hafif Yağmurlu
25°C
Bilecik
25°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Yağmurlu
22°C
Cumartesi Yağmurlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
23°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
26°C

MERYAM (MERYEM) DAĞI EFSANESI

05.08.2024 10:05
A+
A-

Gölpazarı’na bağlı Küçük Yenice köyünün hemen arka yamacında bulunan Meryem dağı eteklerinde, köy halkının ‘Meryamhane’ olarak bildiği küçük bir mağara bulunmaktadır. Bu mağara son zamanlarda defineciler tarafından talan edilmiş, mağaranın içerisinde bulunan mezar ile mağara içerisinde bulunan doğal sarkıtlar ve dikiter (hotluk) tamamen tahrip edilmiştir.

Meryamhane isimli bu mağara da bulunan mezarda yatan şahsın, Meryam Dağı’na ismini veren kişi olduğu köylüler tarafından rivayet edilmektedir..

Küçük Yenice köyünde iki genç sevdalı ailelerinin rızası ile evlenirler. Yeni evli çiftin bir müddet çocukları olmaz. Uzun bir müddet ‘Yüce yaradan beni çocuk nimetiyle rızıklandırsın’ duaları sonuç verir ve kısa aralıklarla nur topu gibi iki çocukları dünyaya gelir. Genç çift çok mutludurlar.  Ne yazık ki bu mutluluk sadece birkaç sene sürer. Çocuklar iki yaşlarına bastıklarında kısa aralıklarla ölürler.

Genç kadın evlat kaybetmenin üzüntüsüyle yanıp tutuşurken, köyün güngörmüş kadınları imdada yetişir ve ahvalini köyün en yaşlısı olan bilge Koca Ana’ya anlatmasını salık ederler.

Çaresiz genç kadın kocasından habersiz Koca Ana’nın kapısını çalar ve ahvalini gözyaşları içinde anlatır.

Koca Ana; bu duruma çok üzülmesine rağmen bir çaresinin olduğunu söyler ve genç kadını gülümseyerek teselli eder. Bu sözler üzerine gözleri birden parlayan genç kadın, ‘Yeter ki bir evladım olsun ve uzun yaşasın, her şeye kabulüm.’ der.

Koca ana, genç kadının başını okşayarak vereceği nasihati iyice dinlemesini fakat sözlerini harfiyen uygulamasını sıkı, sıkı tembihler.

‘Üç yorgan mıhı alacaksın bunların ikisini köyümüzün yanında bulunan mezarlıktaki evvelce kutsal sayılan iki türbeye, son mıh’ı da, Meryam Dağı altında ‘Meryam hane’ dediğimiz bir mezara gömeceksin. Üç gün süreyle bu türbelere uğramayacaksın. Üç günün sonunda hangi türbedeki mıh küflenmemişse, su dolu testilerle o türbeyi ziyaret edecek ve orada mevlit okutacaksın. Ayrıca 7 oğlak kurban ederek köy ahalisine dağıtacaksın. Çocuğun olduktan gayri aynı usulleri tekrar uygulaman icap eder. Ne vakit yaparsın gayri sen bilirsin.’ der.

Genç kadın gözleri ağlamaklı Koca Ana’nın ellerini öper ve yüzünde kocaman bir gülümsemeyle oracıktan hemen ayrılarak durumu beyine anlatır.

Genç kadın ve beyi sabah namazını müteakip Koca Ana’nın bahsettiği türbeleri ziyaret ederek dualar eşliğinde mıhları mezarların bir köşesine gömerler. Son olarak katır sırtında Meryam Dağı’nda ki  ‘Meryam Hane’ denilen mağaranın yolunu tutarlar.

Aradan üç gün geçer. Genç kadın ve beyi, mıhları kontrol etmek üzere sabah namazı sonrası türbeleri ve Meryam Hane’yi ziyaret eder. Köyün içinde bulunan ilk iki türbedeki mıhların paslanmış olduğunu görürler. Büyük bir üzüntü içinde katırları koşarak Meryam Dağı’nın altında bulunan ‘Meryam Hane’ denilen mağaraya doğru yola çıkarlar. Mağaradaki mezara gömdükleri mıhın paslanmamış olduğunu görürler.

Büyük bir mutluluk içinde birbirlerine sarılan genç evliler hemen köye dönerek Koca Ana’nın söylediklerini yapmak için hazırlıklara başlarlar.

Genç kadın tüm köylü kadınlarını yanına alarak su testileri ile ‘Meryam Hane’ mağarasındaki mezarı ziyaret ederler ve orada mevlit okurlar. Kadının beyi köy meydanında kazanlar kurdurur adaklarını kurban eder ve hazırlanan pilavı tüm köy ahalisine dağıtır.

Aylar, ayları kovalar. Günü gelir genç kadın hamile kalır ve nur topu gibi bir erkek çocuğu olur. Bu çocuğunun da erken yaşta ölmesinden korkan genç evliler çocuğun iki yaşını doldurmasını beklerler. Yıllar birbirini kovalamış çocuk iki yaşına girmiş oldukça sağlıklıdır. Genç kadın beyine dönerek,

‘Koca Ana’ya verdiğimiz bir söz var, bey. Evladımızın yaşaması için artık bu sözü yerine getirmeliyiz.’ der.

Genç kadının beyi hanımının bu sözüne uyarak, ‘Sen hele köyün kadınlarıyla Meryam Hane’ye toplaşıp gidesin,  mevlidini okutasın. Ben de adakları kurban edip köy meydanında pilavımı kaynatıp ahaliye ikramımı yapayım.’, der.

Genç kadın çocuğu sırtında bir çırpıda köylü kadınları toplar ve kafile halinde her birinin elinde su testileri olduğu halde ‘Meryam Hane’nin yolunu tutarlar. Mağarada dualar okuyup mevlit okurlar.

Genç kadın ve köylü kadın kafilesi için mağaradan ayrılma zamanı gelmiştir. Genç kadın gözündeki mutluluk pırıltısı, sırtında taşıdığı bebeğinin sıcaklığı ile son kez de olsa teşekkürlerini sunmak için mağaraya doğru gayri ihtiyari döner.

Mağara girişinde uzun boylu sarışın mavi gözlü genç bir kadının gülümseyerek durduğunu ve kendisine doğru el salladığını görür. Genç kadın bir an için gözlerini ovuşturur. Mağara girişine tekrar baktığında, az önce gördüğü genç kadının yok olduğunu görür. İçinden  “Allah Allah ne ola ki” diye biraz da olsa kuşkuyla mırıldanır.

Gördükleri; genç kadını oldukça endişelendirmiştir. Çocuğu sırtında hiçbir yere uğramadan doğruca Koca Ana’nın kapısını çalar.

–  Ana, ana aç hele kapıyı gözün sevem!

Kapının büyük bir gürültü içinde çalınmasını duyan Koca Ana, uzandığı minderden ağrıyan dizlerini tutarak bin bir güçlükle doğrulur ve yavaşça kapıya yönelir.

Dur hele hayırsız kapıyı kıracaksın, geldim bak. Beni genç mi sandıydın da hemen uçuveren.

Kapıyı açar açmaz genç kadın Koca Ana’ya sarılır ve heyecanla bir şeyler anlatmaya çalışır.

–  Dur hele deli kız, geç otur şu mindere de biraz soluklan. Ne deyecesen öyle de bana. Zati kulaklarım zor duyar.

Genç kadın ve koca Ana ocak başına çönerler. Genç kadın gördüklerini ve yaşadıklarını bir, bir anlatır, Goca Ana’sına.

–  Ana, ben çok korkuyon bu bebe de ölecek mi? Hemi deyiveresin bana!

–  Dur hele dur. Ağzını hayırlara aç, salâvat getir. Hayır’dır bu gızııım hayırdır! Gönlünü ferah tutasın. Evladın uzun ömürlü olacak, korkmayasın! Senin mağarada gördüğün o sarı saçlı, mavi gözlü, uzun boylu, gözeler gözeli gızcağız var ya işte o genç yaşta ölen mağaradaki mezarın sahibesi ‘Meryam’dir gızıım Meryam’dir.’ Meryam ki o ‘Goca, goca Meryam Dağı’nın altındaki bu ufak hanesinde uyuya durur a benim gısmetli gızım. Meraklanmayasın sen. Meryam seni muştulamıştır gızım, diyerek genç kadına sarılır ve ardından bir beyit söyler.

Anlatılanlar gerçek midir, olmuş mudur, olmamış mıdır bilmem. Gerçek olan odur ki Gölpazarı’nın güneybatısında büyük bir dağ vardır adı da Meryem Dağı’dır. Gün gelir yolunuz düşerse, Meryamhane’ye uğrayıp bir dua okumayı sakın unutmayın. Uzun boylu, sarı saçlı, mavi gözlü ‘Meryam’ size el sallıyor olacaktır.*

* Not: Meryam Dağı isimli bu efsane Küçük Yenice  Köyü sakinlerinden  1987 doğumlu Emrah ŞENER tarafından aktarılmıştır.

Meyram Dağı Efsanesi

Başları göklere uzanmış dağlar
Üzerinde uçuşan ak bulutlar
Altın kurdalaya bezeli zirvende
Zulmetlere meydan okur sedalar.

***

Meyram dağı, ah Gocanam, gıymatlım
Senden gayrisine yoktur minnetim
Guzularımı aldı kara toprak.
Ah Meryam, gözüm yaşını silesin.

***

Meryam dağı, ah Gocanam, yamandır
Beş oğlak adadım sana gurbandır
Kalmadı sabra gayri bir mecalim
Ah Meryam, bu derdler değmen yaramdır.

***

Yöreğimden düşer gamlı sızılar
Bu garip guzulam deyi iniler
Bulunmaz mı sende bunun menendi.
Ah Meryam bu gam beni pek paralar.

***

Seher vakti usuldan bir yel eser
Sabrımı takatimi hepten keser
Varım yoğum al Meryam senin olsun
Ah Gocanam, bu gamlar bana yeter.

***

Dumâni’yim, giderim yolum dağdır
Gel gör ne bahçalı yaman bir bağdır
Meryam merhem olsun acı yarana
Yavrı tadı ne şeker ne de baldır.

Hasan TAŞCI / 27.10.2021

Yazarın Diğer Yazıları
ÖZÇİLEK REKLAM1
Yorumlar

  1. Ömer AYIRAN dedi ki:

    Sürükleyici bir yazı olmuş. Umulur ki, yapılan etkinliklere katılanlar o mağarayı ziyaret ederler.

    1. Hasan Taşcı dedi ki:

      Teşekkürlet

bsr recyclinghof berlin a rel="dofollow" href="https://www.vurgec.com/kategori/canta" title="Çanta">Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası