Betül Altınsoy’un Değerli Şair Suat ÇELİK İle Söyleşisi

Kısaca kendinizi anlatır mısınız?

1968 Diyarbakır’ın Silvan ilçesi doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Diyarbakır’ da tamamladım. 1986 yılında Milliyet, 1987 yılında ise Güneş Gazetesi’nin Diyarbakır bürosunda çeşitli görevlerde bulundum. 1988 yılında Ankara’ya taşındım. 1992 yılında evlendim. İki kızım bir oğlum var. 2006 yılından beri İstanbul’da ikamet ediyorum. Emekliyim.

Kitabınızdan biraz bahsedebilir misiniz?

İlk olarak 2009 yılında  “Benim Sevdam” adlı kitabımı, ardından 2014 yılında ‘Aşkın gözyaşları silinmez’ adlı şiir kitabımı çıkardım. Şiirlerimde genelde Dertli mahlasımı kullanıyorum. Ağırlık Aşk ve ayrılık üzerine olmakla beraber bunun yanı sıra Vatan sevgisi konularını da ele almışımdır. “Bir garip Derviş” adlı şiirimi Yunus Emre üzerine yazıp sayfamda paylaşınca kanal 60’ da yayınlanan Aşk Name adlı programa konuk olarak çağrıldım.  Son iki ayda Yavuz Uruçoğlu arkadaşım tarafından yorumlanan beş ayrı şiirimi Youtube kanalıma yükledim. Amatör olmama rağmen aldığım güzel yorumlar ve dinlenme sayısı beni hayli mutlu ve motive ediyor.

Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

Şiir genelde bende oturup da yazayım şeklinde olmuyor. Şiir yeri ve zamanı olmayan ve ilhamla gelen gönlümden dilime, dilimden  kaleme dökülen duygularımdır. Yazdıkça huzur buluyorum. Belki de huzur bulduğum tek adresim şiir. Şiir yazmayı asla bırakmayı düşünmedim. Okumak ve yazmak benim bir parçam.  Kelimelerle oynayıp yazmak, hayatı yorumlamak belli kıvama getirip duyguları anlatmak, en zorlu sularda kulaç atarak duygularımı aktarmaya çalışmak çok hoşuma gidiyor.

Kişiyi yetiştiği ortamın ürünü kabul edecek olursak sizi nasıl bir ortam şekillendirdi?

Betül Hanım malumunuz, Diyarbakır şairleri, yazarları ile meşhur bir ilimiz. Diyarbakır’ın bağrından çok ünlü sanatçılar, şairler, yazarlar çıktı. Ortaokulu Ali Emiri de, liseyi ise Ziya Gökalp’ta bitirdim. Sanırım edebiyata olan ilgim kentin bu sanatsal atmosferinden de geliyor. Kentimizin ve ülkemizin ünlü şairlerinin, yazarlarının kitaplarını sürekli okudum. Liseden mezun olduktan sonra çalıştığım gazetelerdeki  yazarların kaleme aldıkları yazıların da üzerimde etkisi çok oldu. Çocukluğumdan beri Edebiyata oldum olası bir merakım vardı. Boş bir zaman bulduğumda sürekli bir şeyler yazar, siler tekrardan yazar ve arkadaşlarıma okuturdum. Beğeni alınca da daha da motive olur ve daha da yazardım.

Hayatınızda “dönüm noktası” diyebileceğiniz dönemleri anlatabilir misiniz?

Lisede iken edebiyat dersinde konumuz Fuzuli’nin bir eseriydi. O an nasıl  bir duyguya  kapıldıysam hatırlamıyorum,

Ben ne Fuzuli’yim ne de bir Nebi,
Benim dertlerimden dolayı mahlasım Dertli,
Elimde bağlama ile gezdim illeri,
Halk beni aşık yaptıysa kabahat bendemi.

dizeleri ile  başlayan “Kabahat bendemi” adlı ilk şiirimi yazdım. Ve bu benim için bir dönüm noktası oldu. Ondan sonra şiir yazmaya hiç hiç ara vermedim.

Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı?

Yazmaya başlamadan önce mutlaka bol bol okusunlar. Yazmak zaten kendiliğinden gelir. Yüreğini yazıya dökmek bir yiğitlik ister. Yaşanmış anıları, varlıkları, yoklukları alır ilhamla, emekle, duyguyla sonra dizer sözcüklere bir bir. Dedim ya sonrası kendiliğinden gelir.

Söyleşimizi bitirmeden önce sizin eklemek istediğiniz bir konu var mı?

Sadece az önce de bahsettiğim gibi bol bol okuyun derim okudukça görünmez dediğimizi görürüz. Zorlar kolay olur.

Vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.

Ben teşekkür ederim  Betül hanım bana  zaman ayırıp bu güzel ve özel söyleşimizi yayınlayacağınız için. Saygılar sunuyor işlerinizde başarılar diliyorum.