Hayatımızın gidişatını etkileyen en önemli faktörlerden biri verdiğimiz kararlardır. Bu kararlar bazen hayatımızı olumlu etkilerken bazen de olumsuz etkileyebilir. Sonucu ne olursa olsun aldığımız kararların ise; duygusal mı yoksa mantıksal mı olduğu da tartışma konusu olur. Aslında bahsedilen bu durumun basit bir cevabı var. Duygu ve mantık karar alırken ayrılmaz ikilidir. Yani duygu olmadan da karar olmaz, mantık olmadan da karar olmaz. Kısacası bir karar alırken duygu ve mantığımızı aynı anda kullanırız.
Bahsi geçen duygusal ve mantıksal karar tartışmalarının sebebi ise sürekli bir şeyleri sınıflandırma çabası içerisinde olduğumuzdan kaynaklanıyor. Peki ya her şeyi bir kalıba sokmak doğru bir şey mi? Yahut bir ayrım yapmak gerçekten gerekli mi? Zıtlıklar olduğu vakit farklı sınıfların olması zorunlu mu olacak? Bence hayır. Bunca şeye gerek olmadığını düşünüyorum. Gerektiğinde tabi ki sınıflandırma yapılmalı fakat her bir duruma da gerekmez. Aynı durum duygusal karar mı yoksa mantıksal karar mı sorusunda da karşımıza çıkıyor. Aslına bakarsak birbirinden hiç ayrılmayan iki farklı durumun birleştiği tek mekanizmadır.
“Mantık, bilinçli zihnin dili iken duygu, bilinçsiz zihnin dilidir.”
Bu söylem doğrultusunda ilerleyecek olursak doğru sonuca ulaşmış oluruz. Duygu, insanın deneyim ve tecrübeleri sonucu oluşan bir süreçtir, mantık ise tecrübeyi edinme sürecidir. Yani duygu biraz daha önde ilerliyor diyebiliriz ya da hayatta kalmamızı sağlayan bir unsur da diyebiliriz. Örnek vermek gerekir ise; arkamızdan gelen bir korna sesini ya da araç sesini duyduğumuz zaman hemen kenara çekiliriz. Peki ilk duyduğumuz zaman ne yaptık, hatırlayalım. Tabi ki genel olarak merak edip arkamıza baktık. Zamanla bu eylemi bıraktık ve hemen yolun kenarına çekildik.
Bunun sebebi ise yine önceden bahsettiğim gibi yaşanan tecrübeleri beynin otomatik olarak harekete geçirmesidir. Yani beynimiz, duygusal olarak aldığımız bir kararı zamanla sıradan hale getiriyor. Kısacası kararı ilk aldığımızdaki duygular ile sıradan ve sürekli hale geldikten sonraki duygular aynı olmuyor.
Sonuç olarak aldığımız kararların, yaptığımız eylemlerin ve davranışların ya da düşüncelerimizin duygusal mı yoksa mantıksal mı olduğu sorusu daima akla geliyor. Halbuki bir arada çalışan bu mekanizmayı birbirinden ayırmaya veya sınıflandırmaya gerek yok.