Yiğit Emir Ahi’nin Değerli Yazar Melda VATANCI İle Söyleşisi

Melda Hanım, size klasik bir sorum olacak belki ama biz okurlarınız olarak Melda Hanım’ı biraz daha tanımak istesek sizin bize kendinizi tanıtacağınız, tanımlayabileceğiniz bir mottonuz var mıdır? Melda VATANCI kimdir?

Ben değişim ve yenilikten yana olan bir kişiliğe sahibim. Bu yüzden benim en büyük hedefim tüm insanlığın sorunlarına değinmek ve bunlara yönelik çözümler üretebilmek. Herkes kendi coğrafyasının sorunlarını ve gerçekliğini dile getirebilir. Önemli olansa düşüncelerimizle birlikte coğrafyanın dışına çıkabilmektir.

Beni anlatan motto ise bir yerde fark ettiğim ‘’Yazı gelirse kazanırım, tura gelirse şans’’ sözüdür. Bu söz bana negatif ya da pozitif durumlar içinde yaşasak bile bizim için olumlu bir noktaya çevirebileceğimizi hatırlatan önemli bir sözdür.

İşinizi seviyor ve önem veriyor musunuz?

İşime öncelikle saygı duyan bir yapıya sahibim. Bu yüzden yaşadığımız zaman dilimi içinde önemli ya da önemsiz görünen birçok mesleği sanatçı ruhuyla yaparsak bu ülkeye daha fazla katkı sunulacağını düşünüyorum.

Yazarlık ise benim için meslek kavramının çok ötesinde çünkü kendi ruhsal dünyamda gördüklerimi ve yaptığım analizlerle birlikte insanlığı aydınlattığımı düşünüyorum.

Günlük yaşamdaki ilişkileriniz, yaşadığınız olaylar kaleminize nasıl yansıyor?

İlham alırken günlük hayatın kısır döngüsünden ziyade okuduğum kitaplar ve yaptığım toplumsal analizler benim için klavuz niteliğindedir. Benim için yazarlık insanların düşüncelerini bir mühendis gibi yeniden yapılandırabilmektir. Yanlış düşünceler yıkılmalı yerine doğru düşünceler kurulabilmelidir. İnsan zihni soyut anlamda sürekli dönüşüm içinde olduğu için yazarlar bu duruma eşlik etmelidir.

Dünya görüşünüzü değiştiren olaylar nelerdir?

Dünya görüşümü şekillendiren unsurlar bu toplumdaki çelişkilerde gizlidir. Toplumun kendi iç çatışmalarını fark ettiğim dönemle birlikte yaptığım analizler de zamanla değişti.

Toplumsal sorunlara bir örnek verebilir misiniz?

Toplum olarak düşünce ve tarih anlamında aynı fikirde değiliz. Bu yüzden ortak geçmişi olmayan toplumların ortak geleceği de olmaz. Tarihimize özen gösterelim ve bilimin ışıklı yolundan ilerleyelim. Ayrıca geçmişimizi kendi tarihçilerimizden öğrenebilirsek yani Avrupa’nın bizi incelemesinden ziyade biz kendi tarihimizi araştırabilirsek daha fazla gelişebiliriz. Tarih konusunda medeniyetlerin üstüne çıkabiliriz.

Siz okuyan bir çocuk muydunuz?

Evet kitap okumayı seven bir çocuktum. Özellikle lise 2 den sonra felsefeyle ilgilenmem ufkumun açılmasına sebep oldu. Beynimi yoran kitapları okumak analiz etmeyi severim.

Sizi okumaya yönlendiren kimseler var mıydı?

Çocukken annem bana kitap okumama yardımcı olurdu. Belki de alışkanlıklar bu şekilde başladı. İleriki zaman diliminde ise kitap okumam tamamen benim tercihim oldu.

Yazdığın bir kitabın raflarda yerini aldığını görmek nasıl bir his?

Bir emek veriyoruz. Bu çabaların gerçek hayatta bir yer bulması beni mutlu ediyor.

Beğendiğiniz veya gittiğiniz sahaflar hangileridir?

Sahaftan ziyade büyük kitapçılara gitmeyi tercih ederim. Ne kadar çok çeşit kitap görürsem öğrenemediğim ne kadar çok bilgi olduğunu daha çok fark ediyorum. Bu yüzden seçimim büyük kitapçılar.

Güzel ve keyifli bir sohbetti. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Dünya’yı insanlar oluşturur, sistemlerde insanları şekillendirir. İnsan olmanın güzelliği ise kişinin yaptığı iyiliklerde gizlidir. İnsan olarak kalmanın değeri olmadığı günümüz dünyasında her şeye rağmen herkesin gerek bir insan olarak kalmasını diliyorum.

Vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.