Yiğit Emir Ahi’nin Yazar Mehtap İnan ile Söyleşisi

Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

Aslında bu benim gibi yetiştirilmiş bir insan için biraz güç. Zira bizde kendini tanıtmak, yaptığın işlerden bahsetmek övünçe girer. Memleketimde derler ki “Kendisini öveni bırak kaç, başkasının övdüğünü de al kaç” İşte bu çerçeveden bakınca 1971 yılında dünyaya geldim. Yazmak ve okumak bana çocukluğumdan beri iyi arkadaşları, güzel işleri ve yapmak istediklerimi getirdi. Kendimi en yakın hissettiğim alan hikaye anlatıcılığı. Bununla birlikte yazarım. Dergilerde ve gazetelerde yazdığım dönemler oluyor. Bir kitabım var. Diğeri de yolda. Masal, hikâye, anı, mektup, kişisel gelişim alanlarında çalışmalarım var. Yedi dalda hakemliğim var. Badminton, oryantiring, motosiklet yarışları, masa tenisi, üç bant bilardo, pool bilardo ve artistik bilardo hakemliklerim var. Festivallerde, hastanelerde, hapishanelerde, kütüphanelerde, müzelerde, kadınlara, çocuklara açılan hemen her alanda ve sahnede anlatıcılık yapıyorum. Spotify da evvele.masal adında podcastlerim var. TRT ve Meteorolojinin Sesi radyolarına programlar yaptım ve yapıyorum. Kahkaha Yogası, Anka Kişisel Gelişim, Hukuk ve Demokrasi, Ankara Gazeteci ve Yazarlar Derneğinde çalışıyorum. Bence bu kadar bilgi yeterlidir. Google kadar bilgi verdim.

Masallara olan merakınız ne zaman başladı? İlk masalınızı ne zaman yazdınız ve kimin etkisi oldu?

Masal merakım dedelerim sayesinde oldu diyebilirim. İki dedemin de katkısı büyüktür. Biri anlatıcılığı ile diğeri okuma sevdasıyla bana elverdiler sanırım. Birazda toprak işi olduğunu düşünüyorum bunun. Eflatun Cem Güney’in Malatyalı oluşu, dedemi tanıması gibi iki büyük etken de var tabi. İlk masalım yazıya maalesef dökülmedi. Ama yazdığım ve anlattığım o an; sonradan çok değerli bir hikâye oldu.

Hatırladığınız ilk çocukluk anınız nedir?

Hatırladığım ilk çocukluk anım yine masal üzerine. Üç yaşındayken kaybolmuştum. Beni bulup da karakola götürdüklerinde ailem gelene kadar orada polislere masal anlattığımı hatırlıyorum. Anlattıkça rahatlamış, güvenli bir alan oluşturmuş, zamanı durdurmuştum adeta…

Edebiyat türleri arasında çocuk edebiyatının yeri konusunda neler düşünüyorsunuz?

Çocuk edebiyatı sürekli gelişim ve değişim gösteriyor bence. Geleneksel masalların yanında teknoloji içerikli, sipürtüel, modernize edilmiş pek çok kurguya rastlayabilirsiniz. Dünyada çocuk edebiyatı coğrafyaya göre farklılık gösteriyor elbette. Kuzey Avrupa masalları sürekli kapalı hava ve karanlık gökyüzü sebepli daha fazla korku ögeleri taşırken, Anadolu masalları daha kahramanlık vurguları taşıyor. Hint masalları daha fazla uhrevi unsurları taşırken, Amerika masalları daha materyalist olabiliyor.

Kendi yazdığınız masallar arasında en sevilen masalım diyebileceğiniz bir masal var mı?

Masallarımın çoğunu seviyorum. “Altunga, Turuncu Cadının Bahçesi, Ceviz Perisi” masallarımı sevdiğim kadar derleme yaptığım; “Çevir Kazı Yanmasın, Eğer Üzerinde Evlat, Zembilli Ali Efendi…”masallarımı da seviyorum.  En sevilen olarak bakınca da sanırım analiz sonucuna göre “Ceviz Perisi” bir kadın masalı olarak önde

Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

Geleneklere bağlı olduğum kadar bugünle de sıkı bağlar kurmayı başardığımı düşünüyorum. Masalımın sonunda gökten düşen üç elma bende de vardır. Ama elmaları deniz kıyısında pet şişe bırakmayan çocuklara, onları iyi yetiştiren öğretmenlere, ailelere ve masalı kalbinde taşıyanlara bırakmayı tercih ederim ben. Yazarken tekerlemeler kalemimdedir, ritmik bir dille yazmayı severim. Söz oyunları, atasözleri, deyimler, betimlemeler masallarımda vardır. Dili zenginleştiren de aslında bunlardır. Yazdığım kitabı seven çocuklar okumaya meyli olan,  okuduğunu anlayarak okumayı sevenlerdi…

5 yıl içinde ulaşmak istediğiniz hedefleriniz nelerdir?

2023 Kahramanmaraş depreminden sonra çok uzun vadeli planlar kurmuyorum. Yapmak istediklerim içerisinde tüm Türkiye’yi kapsayan bir masal turu var. Gündüz çocuklara gece büyüklere anlatarak tüm Türkiye’yi 81 vilayeti de dolaşmak sevdası içindeyim. Yolda olan kitabım yine masal ama bu kez onun da bir an önce basılmasına niyetliyim. Avrupa’da artistik bilardo da ikinci kadın hakem olmak için de çalışıyorum. Radyolarda yaşam amacım olan masalla halkı buluşturmak üzerine daha fazla çalışma yapabilmek de kendim için seçtiğim hedeflerden. Yani uzaya gitmek yok ama insanca yaşamak için her şeyin iyi ve kötü bilançosundan geçtiğine inanıyor ve önce bunu masal yoluyla öğretmeyi hedefliyorum.

Sizin de örnek aldığınız sanatçılar var mı?

Olmaz mı? Yaşamın her alanında işini sevgi, saygı ilgi ile yapan insanlar benim gözbebeklerim. Eflatun Cem Güney, Aziz Nesin, Aziz Sancar, Michael Jordan, Halide Edip, Hüseyin Rahmi, Adile Naşit, Walt Disney, Van Gogh, Einstein, Oprah, Stephen King, Aşık Veysel… Saymakla bitmez ki…

Değerli vaktinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Sevgiyle kalın…

Ben de çok teşekkür ediyorum. Vakit hepimiz için değerli, siz de bana ayırdığınız bu vakitte umarım benim kadar tat almışsınızdır. Zira ben büyük keyif aldım. Umuyorum yollarımız yine sevgiyle kesişir. Yeni bir insan, yeni bir hayat, yeni bir bakış açısı, yeni bir yazar ve yeni bir kitap 🙂

Sevgiyle kalmayalım, sevgiyle devam edelim