Yiğit Emir Ahi’nin Eğitimci Derya Akar Balcı ile Söyleşisi

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Aydın’ın Buharkent ilçesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimimi burada tamamladım. Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdim. 1999 Gölcük depremi nedeniyle Kocaeli Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Eski Türkçe alanında yapmakta olduğum yüksek lisans eğitimimi yarıda bıraktım.  Yıllar sonra yine Kocaeli Üniversitesi’nde – bu defa farklı bir alanda – Eğitim Yönetimi Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi alanında yüksek lisansımı tamamladım. Halen Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapmaktayım.

“Göç Zamanı – Ya Sonra?“  adlı ilk öykü kitabım Kanguru Yayınları tarafından 2014 – Eylül ayında yayımlandı.  Sonrasında  “Ve Tanrı Düşleri Yarattı“ adlı şiir kitabım yine aynı yayınevi tarafından 2015 – Ocak ayında yayımlandı. Kurtuluş Savaşı kadın kahramanlarımızı anlattığım “Kahramanlık Öyküleri” adlı çocuk kitabım Cenevre Yayınları tarafından 2016 yılında yayımlandı. 2021 yılında ikinci öykü kitabım “Buluta Astım Resmini” Art&Shop yayıncılık tarafından yayımlandı.

Bazı şiirlerim ile Kocaeli – BAYŞAD tarafından düzenlenen Kadın Şairler Antolojisi’ne katıldım. Üç öykümün yer aldığı “Herkes Biraz Kadın Olabilir mi?”  adlı eser ile 19 kadın yazar ile çalıştım. Kadınlar yazmalı diyerek kadına şiddetle mücadeleye katkı sunmaya çalıştım. Mısralardaki Öykü’M 9. Şiir Antolojisine katılarak “Askıdaki Şiirler” adlı eserde yer aldım. Öykü ve şiirlerim,  Deliler Teknesi Edebiyat Dergisi, Kıyı Kültür ve Sanat Dergisi, Kümbet Dergisi, Papirüs Dergisi, Cumba Fanzin, Acemi Kültür ve Sanat Edebiyat dergilerinde yayımlandı. İnternet ortamında yayın yapan Songemi dergisi, Sinada Edebiyat ve Sanat Dergisi, Kirpi Dergisinde de yayınlanan eserlerim oldu.

Erdek Doğuş Gazetesi’nde haftalık deneme yazılarım yayınlanmaktadır. Ayrıca Aksi Sanat internet platformunda Zeytin Edebiyat Akademi’nin dosya editörlüğünü yapmakayım. Ayrıca hem aksisanat’ta hem de edebiyathaber.net internet sitelerinde kitap inceleme yazılarım yayınlanmaktadır.

Şiir tadında öyküler, öykü gerçekliğinde şiirler hayatın anlamı olduğuna inanıyorum.

Yazarlığın dışında başka uğraşlarınızın da olduğunu biliyoruz. Bunlar nelerdir, okuyucularımızla paylaşır mısınız?

Her şeyden önce ben bir öğretmenim. Yazarlık ikinci mesleğim aslında.

Öğretmen olmak; çok şeydir, her şeydir. İçinde bulunduğumuz mevcut şartları bilerek, elinden gelenin en iyisini, en fazlasını yapmaktır. Öğrencilerinizin gülümseyen gözlerini görünce tüm zorlukları unutmaktır öğretmen olmak. Umut ekmektir geleceğe. Ekilen bilgi tohumlarının yeşermesini beklemektir. Geleceğe umutla bakmaktır öğretmen olmak. Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” romanının kahramanı “Feride” ile ölümsüzleşen bir mesleğe sahip olmak dünyada insanı en çok mutlu eden duygularındandır benim gözümde.

Hem öğretmen olmak hem de yazar olmak o kadar kıymetli ki; geçmişi, gelecek nesillere aktaran bir kültür taşıyıcısı olmaktır her ikisi de. Aynı zamanda içinde bulunulan anı yaşayan,  geleceği tasarlayan, inşa eden varlık oluyorsunuz. Yeri geliyor geleceğe umut eken bir çiftçi oluyorsunuz, yeri geliyor düşüncelere yol veren, sözcüklerin dili olan filolog, söz işçisi oluveriyorsunuz.

Kısacası “Cana dokunan bir can”ım!

Yazarlık kariyeriniz nasıl başladı? Eserlerinizden bahseder misiniz?

2013 yılı Kocaeli Kitap Fuarı’nda Kanguru Yayınları sahibi Aydın Şimşek ile tanışmam, eseri yayımlanmış bir yazar olarak yazarlığa ilk adımım olmuştur. Kendisine buradan teşekkür etmek isterim. Aydın Bey’in cesaretlendirmesi ve destekleriyle kitabı yayımlanmış yazarlar arasında yer almış bulunmaktayım. Çocukluğumdan beri yazıyorum. Ramazan ve Kurban Bayramları’nda kuzenlerim bize gelirdi. Bayramlarda biz kuzenler hazırlık yapar, aile büyüklerine Bayram Akşamı Eğlencesi adı altında skeçler hazırlar, tiyatral gösteriler hazırlar, türküler şarkılar söylerdik. Yaz tatillerinde de kuzenler bir araya geldiğimizde öğrenci kulüpleri gibi kulüpler kurardık. Ben şiir kulübünü alırdım. Ve yazma yolculuğum böylece başlamış oldu diyebilirim.

GÖÇ ZAMANI YA SONRA  ÖYKÜ KİTABI ÜZERİNE:

“Göç Zamanı – Ya Sonra”  adlı öykü kitabı bir ilk kitaptır. Geçmişten günümüze kadar yazarın yaşanmışlıklarına dayanan aynı zamanda kurgusal, duygu yüklü öyküleri içeriyor. Şiirin içinde öykü- öykünün içinde şiir felsefesini güden öyküler yer almaktadır. Kitapta birbirinden bağımsız 13 öykü bulunmaktadır. Her öyküde özlem, aşk, sevgi ve aynı zamanda ayrılık temaları işlenmiştir. Kırılganlıklar ve gelecek güzel günlere dair umutları vardır öykü kahramanlarımızın.

Arka Kapak Yazısı:…

Ama şimdi göç zamanı, bu diyardan,
Bu yürekten göçme zamanı…
Saçlarının kokusu kaldı ellerimde
Ilık ılık düş kokusu…
Düşlerimde yarım yamalak hayalin
Gözlerimde tel damla yaş kaldı
Sen gittin
Ve
Dönmeyeceksin bu yüreğe…
Kırlangıçların kanadına kondurdum seni..
Göçüp gittin başka memleketlere…
Başka yüreklere…

VE TANRI DÜŞLERİ YARATTI ŞİİR KİTABI ÜZERİNE:

Kitap Hakkında Birkaç Söz:

Derya Balcı’nın Kanguru yayınlarından yayınlanan ikinci kitabıdır. Rüyalardan esinlenerek yazılmış, duygu yüklü şiirlerden oluşmaktadır. Rüyalardır gerçekliğe açılan kapı. Rüyalar gerçekliğin ta kendisidir. Aşk vardır şiirlerinde şairin. Sevgi vardır. Sevgiliye duyulan hasretlik vardır. Sevgiliye ait yüce duygular vardır. Sevgili ve umut kol gezmektedir şiirlerde.

Arka Kapak Yazısı:

Renklerin solduğu akşamdı
Pencerede ne bir ışık ne bir hayal vardı
Yokluk kol geziyordu
Hayaller düşler yerlerde sürünen bir tılsımdı

Koşmalarım boşa çıktı renklerin coşkunluğunda
Kırmızı, pembe satırlar arasında fıstık yeşili
Kırılganlığı ile yaklaşıyordu
Fıstık yeşilinin hikâyesiydi

KAHRAMANLIK ÖYKÜLERİ” ÇOCUK ÖYKÜLERİ ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ:

Kurtuluş Savaşı’mızda kahramanlık gösteren, bizzat savaşa katılan kadınlarımızdan Halide Edip Adıvar, Çete Emir Ayşe, Halime Çavuş, Nene Hatun ve Gördesli Makbule’nin hikâyeleri ve kahramanlıkları yer alıyor. Biyografik yanı olan beş tane öyküdür. Çocuklara yönelik, çocuklara kadın kahramanlarımızı tanıtmaya ve tarihimiz hakkında doğru ve yaşlarına uygun bilgileri içeren çocuk öykülerinden oluşmaktadır.

BULUTA ASTIM RESMİNİ “  ÖYKÜ KİTABI ÜZERİNE:

İkinci öykü kitabım. Art&Shop Yayıncılık tarafından 2021 yılında yayımlandı. Kurgusal öykülerden oluşmaktadır. İçimizden birinin, içimizdekinin öyküleridir. Şiirsel bir üsluba sahip 15 öyküden oluşmaktadır.

Arka Kapak Yazısından:

“kurumuş ağaç dalına takılmış kalbim,elleri mavi göğe uzanır

bir tutam sevda derdim gönül bahçenden

rüya gibi savrulan yaprakların arasında

kır çiçekleri, solmuş iki aşk

biten ömrün verandasında asılı “

Yazılarınız hangi dergilerde yayınlandı?

Yazılarım ve öykülerim ulusal dergilerde 2015 yılından beri yayımlanmaktadır. Erdekdoğuş ve Gerçek Bandırma gazetelerinde köşe yazarlığı da yaptım uzun bir süre. Şu an yeni yazılara ve çalışmalara odaklandığım için köşe yazarlığı yapmıyorum. Gazetede yazı yazmak disiplinli ve sürekli yazmayı gerektirmektir.  Öykülerim Kıyı Edebiyat Dergisi, Deliler Teknesi, Türk Dili Dergisi, Kümbet Edebiyat Dergisi, Temrin Dergisi, acemi edebiyat dergisi, Thomolos Edebiyat Dergisi, Hayal Edebiyat Dergisi ve Sinada Edebiyat dergilerinde yayınladı.

Edebiyayhaber.net internet edebiyat portalında kitap inceleme yazılarım ve öykülerim yayınlanmaktadır.

Ayrıca aksisanat.com internet portalında Zeytin Edebiyat Akademi dosya editörlüğünü yürütmekteyim. Zeytin Edebiyat Akademi grubu Derya Balcı, Burçin Çankaya, Burçin Laçin Altay, Fatma Eryılmaz, Hasret Balaban ve Sibel Turga Metin ‘in katılımlarıyla edebiyatımıza öykü alanında katkı sunan yazarlarımızın eserleri üzerine inceleme yazıları yazmaktadır.

Sizi besleyen ilham kaynaklarınız nelerdir?

Yazma serüvenimin ilham perileri hayatımızın gerçekleridir. Günlük rutinler, okuduğum bir kitaptaki bir cümle, bir söz, çarşı pazardaki insanlar, seyahatlerimde karşılaştığım durumlar vs… Öykülerimin temelini anılar, yaşanmışlıklar, hayaller, rüyalar, kurmaca gerçeklik ve memleketim oluşturuyor. Çalışma konularım değişkenlik gösterir. Şiirlerimde ve genel olarak öykülerimde konuları ben seçmiyorum. Onlar bana geliyorlar. İlla beni yaz diyen sözcükler geliyor ve akışa bırakıyorum. Kendileri mısralara, satırlara dökülüyorlar. Ben yazmaya başlıyorum. Klavyemin tuşlarına sözcükler birer birer akıp geliyor. Olaylar, duygular birbirini kovalıyor. Yazmayı bitirdikten sonra tekrar tekrar okur, oturmayan yerleri düzeltirim.

Hayatınızda en fazla iz bırakan olay veya durum nedir?

Yaşadığım yerler genelde hayatımı şekillendiren ölçütlerin başında gelir. Memur olduğum için sık sık yer değişikliği yapmak durumunda kaldım. Her şehrin her yerleşim biriminin yaşam şartları ve kültürü birbirinden çok farklıydı. Fakat şunu kesinlikle söyleyebilirim, bir şehrin olmazsa olmazı “deniz”dir. Denizi olan şehirler hayatıma öykülerime katkı sağlayan unsurların başında geliyor. Hayatımda çok fazla bir iz bırakmasa da hiç unutamayacağım bir anım oldu. Kocaeli Tüyap Kitap Fuarı’nda imza günümde bir okuyucumun bana sarılması ve sarılırken tir tir titremesi idi. Çok meşhur, hani mega starların hayranları olur ya, herkes o starı görmek için çığlık atar, coşar; benim okuyucum da bana öyle gelmişti. “Derya Balcısınız değil mi? Ben sizin yazılarınızı beğenerek okuyorum ve size hayranım.” demişti. Ben de çok şaşırmıştım doğrusu. Daha ilk kitabımdı ve ikinci imza günü etkinliğimdi. Fotoğraflarımızı hala saklarım ve o günü hiç unutamam.

Bir yazar olarak okuyucularınıza mesajlarınız nelerdir?

Öncelikle bu güzel sorular ve röportaj için sizlere çok teşekkür ediyorum. Yazarım, öğretmenim, anneyim her şeyden önce kadınım, insanım. Ben herkesin ama özellikle de kadınların istedikleri sürece her şeyi yapabileceklerine, başarabileceklerine inanıyorum. Hayalini kurduğum ve istediğim mesleği yapıyorum. Sadece ne zaman yayın hayatına başlayacağımı bilmiyordum. Şiir yazmak ile bu mesleğe başladım. Öyküler sonradan geldi. Ve kendimce bir tür ortaya çıkardım, “Şiirdeki öykü öyküdeki şiir”. Bu konuda kanon ne der bilemiyorum. Gazetede köşe yazarlığı yapmak ise ayrıca mutluluk kaynağım oldu. Hani Sait Faik Abasıyanık diyor ya; yazmasam deli olacaktım.

Yazmak ve edebiyat hayattır.

Bir insanı sevmekle başlayacak…

Edebiyatla kalın; yüreğinizden sevgi dilinizden şiir eksik olmasın!