Ayakkabı Bot ve çizme Günlük ayakkabı Bot ayakkabı modelleri Çizme ayakkabı Terlik ayakkabı Sandalet Babet Spor ayakkabı Topuklu ayakkabı İç giyim Mayo Çorap Fantezi giyim İç çamaşır takımları Sütyen Gecelik Pijama takımı Gece elbisesi Plaj giyim Giyim Büyük beden Tesettür Etek Trenckot tarz eşofman takımları bayan Mont Gömlek Pantolon T-shirt Sweatshirt Kırmızı elbiseler Ceket Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası Atlet Külot Jartiyer Tanga Jüpon Body Büstiyer
Muğla’da uzun yıllardır sağlık sektöründe hizmet veriyorsunuz. Birçok başarılı operasyona imza attınız. Kendinizden ve mesleğinizden bahseder misiniz?
Muş, Hamamönü Ankara, Eşrefpaşa İzmir, Torbalı İzmir, Konak İzmir, Bornova İzmir, Gümüşhane, Bornova ve Altındağ İzmir, Muğla (Merkez, Yatağan, Gökova, Marmaris), Didim, Urla Özbek, Mersin ve Fethiye…
Doğup yaşadığım yerleri sayarken, hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Anılarım yeniden canlandı. Yeniden diyorum çünkü 2018’de Marmaris’te yaşarken de aynısı oldu ve Penceremden İnciler’ de dile geldi. Kuşkusuz anılarımız her zaman bizimledir, ama anılardan bir film oluşturmak; kendi kendinle kalmayı ve kendine zaman ayırmayı gerektirir… Çalıştığım özel hastanenin kapanması; bu açıdan bana alan açmış oldu. Konu yazarlık üzerine olduğundan böyle bir giriş yapmayı istedim.
Haklısınız. Ailemin çalışma hayatı, okul yıllarım, mecburi hizmet, evlilik, çocuk derken meslek yıllarımın uzunca bir bölümünü, memleketim olan Muğla’da geçirdim. Muğla da hakkımı yemedi ve bana ödül olarak, ikinci mesleğimi kazandırdı. Şaka bir yana, Penceremden İnciler Blok ve bloktan derlediğim aynı adlı kitabım ile Mektuplardan İnciler ve Dr. İnci’nin Acil Günlüğü kitaplarım Marmaris’te oluştu.
Hekimliğin; fıtratıma, yaşam amacıma en uygun meslek olduğunu düşünüyorum. Şu anda devlet ya da özel sağlık kuruluşunda çalışmıyorum, ama yazılarımla mesleğime devam ettiğimi düşünüyorum. Hekimlikten asla emekli olunmuyor… Girilen sosyal ortamlarda da kendini hissettiriyor…
“Birçok başarılı operasyona imza attınız.” Bu sözünüz bana kurtardığın yaşamları çağrıştırdı. Meslek yaşamımın yarısı koruyucu sağlık diğer yarısı da acil hizmetlerinde geçti. Her ikisi de hayat kurtarır… Sağlıkta yapılan kurtarma hizmetleri, fiyat listesinde çok cüzi rakamlara karşılık gelse de, manevi kazancı yüksektir…
Muğla’da hasta potansiyeli nasıl? İnsanlar en çok hangi şikayetlerle hastaneye gidiyor ve bunun sebepleri nelerdir?
Muğla’da çalıştığım dönemlerde, hasta yoğunluğu çok fazlaydı. Halen de öyle… Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalar büyük çoğunluğu oluştururdu. Buna ücret ve hastaneye her anlamda olan güveni neden olarak gösterebilirim.
Muğla’da özel hastane acil servisinde çalıştığım dönemde de; acil servise başvuran hastaların çoğunluğunu kardiyoloji hastaları oluştururdu. Bunun sebebi kardiyoloji biriminin donanımlı olmasıdır. Ekipçe birçok başarılı operasyona imza attılar…
Muğla’nın bir farkı var. O da turizm şehri olmasıdır. Yerli ve yabancı turistler, ishal, dış kulak yolu, idrar yolu, vb. şikayetleriyle başvururlar. Hasta yoğunluğu bu nedenle, Muğla merkezde kış ayları, deniz kıyısındaki ilçelerde yaz aylarındadır.
Hastalar veya hastalıklar konusunda sizi zorlayan ilk anınız nedir?
İlk değil ama en çok etkileyenini anlatmak isterim.
İlk covid19 vakası ülkemizde 11 Mart 2020’de görülmüştü. Bundan tam 14 gün sonra Acil servisimize ilk göçmen kuş kondu. Hastamız umreye gidip dönenlerden olan, orta yaşlı bir hanımdı. Benim nöbetim aslında bir gün önceki gündü, ama değişmiştim. Bakanlığın emriyle Acil polikliniğinin dışarısına çadır kurulmuştu. İşte hastanemizin medar-ı iftiharı olarak; boks önlüğü denen önlüğü giyindim, eldivenleri, koruyucu gözlüğümü, maskemi taktım, stetoskopumu alarak çadıra girdim. Öyküsünü ve şikayetlerini dinledim. Öksürük şikayeti olan hastamın sırtını açtım ve dinledim. Yardımcı sağlık personelini yanaştırmadım. Gözlük ve maskenin ardında kimse korktuğumu görmedi.
Meğer ne kadar rahat çalışıyormuşuz dediğim bir hastaydı. Her hasta gelişinde savaşa gider gibi kuşan, hastayla işin bitince git, ellerini yıka, soyun, üzerini değiş, ekipmanları temiz torbasına koy, maske değişim zamanını takip et… Hepsi çok yorucuydu.
Günümüzdeki sağlık sektörünü geçmişe oranla nasıl görüyorsunuz?
Sorunuzu bir soruyla yanıtlamak isterim: Bunca teknolojiye, gelişmişliğe rağmen; bugün tıbbın birçok hastalığı ortadan kaldırması ve böylece daha az hastaneye ihtiyaç olması gerekmez miydi?
Birazda eserlerinizden bahsedelim. Eserlerinizde daha çok hangi konulara yer veriyorsunuz?
Penceremden İnciler, bir atölye çalışmasıdır. Bir nevi biyografim de diyebiliriz. Yazmanın ve okumanın, hobilerin sağlıktaki önemine dikkat çekmektedir.
Mektuplardan İnciler, okuru da içine alan; okurların mektupları ve yanıtlarımdan oluşmakta… İkinci bölümünde öykülerim yer almaktadır.
Dr. İnci’nin Acil Günlüğünde ise burada sağlık sistemi ile ilgili sorduğunuz her sorunun yanıtını alabilirsiniz. Dr. İnci, “Sağlıkta şefkate evet! “ demektedir. Sağlık okuryazarlığına katkı sunmaktadır. Günlük roman diyebilirim…
Rengârenk-Turizmin İnci’si ise iş yeri ve turizm hekiminin yaşadıklarını anlatmakta… Yer yer güldürüp hicve de yer vermekte… Kitabın ‘mola zamanı’ bölümünde, şiire yolculuk da var.
Cumhuriyetimizin 100. Yılı anısına basılan Şiir Masal Misal, büyüklere masallar ve yerine göre mizah içeren bazen de dokunduran şiirlerden oluşmakta…
Zümrüt Orman’ın Telâşı ise ilk çocuk kitabım. Çocuklar size söyledim ama büyükler siz anlayın, demek istedim. Zümrüt Orman’daki depremi ve sonrasında olanları anlatmakta. Geleceğin büyükleri okursa ileride çok hayatlar kurtulabilir diye düşündüm.
Gördüğünüz gibi kalemimi mesleğim adına konuşturdum. Bunu sevdim. Amacım bu şekilde toplum sağlığına hizmet edebilmek….
Bundan sonrası için ne tür planlarınız var?
Kitap yazmaya devam ederek, yukarıdaki amacımı gerçekleştirmeye devam edebilmek…
Yeni kitabım “Köyden İndim Mersin’e”, basılma yolculuğuna başladı. Bu kitabımda da hobim olan tiyatroya dikkati çekmeyi amaçladım. Hobilerimizle ilgilenmek de sağlıklı olmada büyük katkısı vardır şüphesiz…
Psikiyatriye olan ilgim yüzünden eğitimler aldım. Bu eğitimlerden de yola çıkarak ‘İyileştiren Öyküler’ yazmayı düşünüyorum. Aslında bir tane yazdım bile 🙂
Hobilerimle ilgilenmek, yeni insanlar tanımak ve yeni yerler görmek yazılarımı besliyor. Buna devam edeceğim…
Son olarak okuyucularınıza ne söylemek istersiniz?
Kitaplarımı basit, sade bir dille ve herkesi kucaklayan bir şekilde yazdım. Öncelikle gençleri hedeflesem de, tüm yaş grupları okuyabilir. Üç kitabımın kapağında karikatür var. Bundan dolayı çocuk kitabı sanılabiliyor…
Ülkemizde okunma oranı ne yazık ki çok düşük. Buna rağmen hiç usanıp bıkmadan yazan da çok. Bazen hangisini okuyacağımızı bilemiyoruz. Bunu anlıyorum… Bu kadar çok kitabın arasından ulaşabildikleriniz olacak; yani okumayı seviyorsanız… Çok satanların yanında; bir de röportajına denk geldiğinizden de olursa; ne mutlu röportajı yapana…
Kitaplarımı okuyanlara ve okuyacak olanlara teşekkür ederim.
Değerli vaktinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Sevgiyle kalın…
Ben de teşekkür ederim. Özellikle de kütüphane kurmak gibi değerli amacınız için… Siz ve Değerli okurlarınıza da selâm, sevgi ve saygılarımla…
Sağlıkla kalın…
bsr recyclinghof berlin a rel="dofollow" href="https://www.vurgec.com/kategori/canta" title="Çanta">Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası
Harikasın canım başarılar dlilyorum.
Harika bir röportaj olmuş.Selam sevgiler.