Ayakkabı Bot ve çizme Günlük ayakkabı Bot ayakkabı modelleri Çizme ayakkabı Terlik ayakkabı Sandalet Babet Spor ayakkabı Topuklu ayakkabı İç giyim Mayo Çorap Fantezi giyim İç çamaşır takımları Sütyen Gecelik Pijama takımı Gece elbisesi Plaj giyim Giyim Büyük beden Tesettür Etek Trenckot tarz eşofman takımları bayan Mont Gömlek Pantolon T-shirt Sweatshirt Kırmızı elbiseler Ceket Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası Atlet Külot Jartiyer Tanga Jüpon Body Büstiyer
Ayşegül Hanım, size klasik bir sorum olacak belki ama biz okurlarınız olarak Ayşegül Hanım’ı biraz daha tanımak istesek sizin bize kendinizi tanıtacağınız, tanımlayabileceğiniz bir mottonuz var mıdır? Ayşegül AKAY kimdir?
Ayşegül Akay’ı gözlemlediğimde öğrenmeyi, araştırmayı, iyi olmayı seven; zamanını bilgili, samimi, içten insanlarla geçirmeyi tercih eden, çevresine ve kendisine faydalı olmaya çalışan biri olarak tarif edebilirim. Hayat amacı mutlu ve huzurda olmaktır. Onun için ailesi çocukları, eşi ve çevresindeki insanlar önemlidir. Onların mutluluğu, güvenliği, gelişimi yaşamında öncelikli unsurlardandır. Kendisini mükemmel görmese de eksik yanlarını tamamlamayı, yanlışlarını; farkındalıklarının sayesinde tespit ederek düzeltmeyi, yeteneklerinin üstüne gitmeyle birlikte bu yolda ve yolculukta ilerlemeyi seçmiştir. Mottom, gelişmek, çalışmak her gün yeni bir şeyler keşfetmek için çabalamak.
Siz okuyan bir çocuk muydunuz?
Hayır, okuyan bir çocuk değildim. Yalnız ilk, ortaokul eğitimimde müzik, folklor, tiyatro gibi faaliyetlerde yer aldım. Yıllar sonra okumayı her keşfedişte bilginin kaynağına ulaştığımda vazgeçemediğim tutkum, okumak ve kitaplar en iyi arkadaşlarım oldu. Nobel Edebiyat ödüllü ünlü Şilili şair Pablo Neruda’nın dediği gibi…
Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler,
Yavaş yavaş ölürler okumayanlar,
Müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar
Okuyanlar hayatı sorgulayanlardır, sorgulayanlar, farkındalık yaratanlardır, farkında olanlar yaşamlarının direksiyonunu başkasının elinden alır, geleceklerini şekillendirirler. Kendi güçlerinin, yapabileceklerinin, duyarlılıklarının farkındadırlar. Okumak insanı güçlendirirken bir yandan da çevresinde olup biteni anlamasına ve kavramasına yardımcı olur. Onunla evrenle tanışırız; kendimize olan yabancılığımızdan kurtulduğumuz gibi yaşamı kucaklar hale geliriz. Kitaplar az ve yavan yaşamı önler.
Öncelikle okurlarımıza “Karınca Misâli”nin hikâyesini anlatır mısınız?
Hani bir hikâye vardır: Nemrut, ona karşı gelen Hz İbrahim peygamberin ateşte yakılması emrini vermiş. Meydanda odunlardan büyük bir yığın yapıp odunları tutuşturmuşlar. O kadar büyük bir alevmiş ki bulutlara kadar yükselmiş. Bütün hayvanlar ateşten korkmuş kaçmış. Nemrut, ne güçlü bir kral olduğunu herkes anlasın, görsün istemiş. Nemrut’un askerleri İbrahim Peygamber’i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış. Bu sırada göklere kadar varan ateşe doğru bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile telaşla gidiyormuş. Başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş:
– Acele ile nereye gidiyorsun?
Telaşla yetişmeye çalışan karınca, ağzındaki bir damla suyu ellerinin arasına alıp cevap vermiş:
– Haberin yok mu? Nemrut, İbrahim peygamberi ateşe atacakmış. Meydana ateşin olduğu yere su götürüyorum.
Diğer karınca kahkahalarla gülerek demiş ki:
– Senin yanan büyük ateşten haberin yok mu? Ateşe hiç bakmadın mı? Ne kadar büyük, senin bir damla suyun ateşe ne yapabilir ki?
Bir damla su taşıyan karınca:
– Olsun demiş ben niyetlendim ya, yolda kalmak da var ölmek de.
Burada karınca İbrahim’in tarafındaydı. Benim gözümde ise, iyiliğin, sevginin, adaletin, eğitimin, bilginin yanındaydı.
Bizimkisi de bu karınca misali gibi niyet etmek. Üstelik bizim karınca hem kör, hem sağır, hem de topal. Artık nasıl olur siz düşünün. O kadar vahim durumu lâkin vazgeçmiyor, yolundan, yolculuktan ve menzilinden. Çabalıyor, bakmıyor nasıl olacak iyi mi kötü mü diye. “Karınca Misâli” yani…
Kitap okumak dışında evde neler yapıyorsunuz?
Doğayı, kedileri, köpekleri… İzlemeyi çok severim. Kendimize göre bahçemiz var. Orada mevsimine göre domates, biber patlıcan yetiştiririz. Bitkilerden sebzeyi, meyveyi dikmek, çapalamak, sulamak, onların; büyürken fideden meyveye durmuş hallerini gözlemlemek beni heyecanlandırıyor. Kedilerle, köpeklerle konuşmak, kaynaşmak beni dinlendirip, düşündürüyorken onları doyurmaktan da büyük keyif alıyorum. Doğada gördüklerimiz en büyük derstir insana ya da okumamız gereken bir kitaptır o…
İlgi alanlarım arasında şu aralar tiyatro var. Yaşadığım yer olan Edremit’te tiyatro grupları birden fazla. Amatörce olup rollerini profesyonel ciddiyetle, şevkle yapan arkadaşlarımızla oyunu sergilemek, sahnede olmak, rolün içine girmek bambaşka bir deneyim. Körfez Star Gazetesi’nde de yazılarım çıkmakta… Çocuklarım, iki kızım var yetişkinler. Onlarla ilgileniyorum zaman zaman… Onlarla olmak yeniden şarj olmak gibi…
Bir kitabın satın alma sürecinden o kitaba fiziki olarak erişme süreci nasıl ilerliyor?
İnternette “Karınca Misâli”’ne ulaşabilirler. Aysegulakay3543@gmail.com facebook instagram sosyal medyadan bize ulaşabilirler. Siparişleriniz adresinize üç gün içinde ulaşacaktır.
Kitap listeniz var mı?
Listem yok. Psikolojik ve felsefe konularıyla daha çok ilgiliyim. Diğerlerine nazaran biyografik romanları okumaktan haz alırım. Örnek olarak “Jung’u Nasıl Okumalıyız?” David Tacey, “Frida Kahlo” (Aşk ve Acı) Rauda Jamıs, “Nikola Tesla’nın Sıra Dışı Hayatı” Nikola Tesla…
Günümüzdeki kültür sanat çalışmalarınızdan beğendikleriniz hangileridir?
Ülkemizde yapılan edebiyat, resim, müzik üçgeninin kültür sanat etkinliklerinde insanları olduğundan daha fazla sayıda ve renkte buluşturacağına ve kaynaştıracağına inanıyorum. Yanı sıra etkinliklere yurt dışı katılımcıların olması bambaşka bir enerji… Sanatseverlerin iletişimde olmaları, kaynaşmaları sinerji yaratmakla birlikte penceremizi farklı kültürlere de açmaktadır. İl ve ilçelerde düzenlenen “Kitap Günleri” kapsamında olan okuyucu/yazar buluşması iki tarafı da geliştiren büyüten bir çalışmadır. Biz okuyucuyla farklı karakterleri tanıma fırsatı yakalar o dünyaların içine gireriz. Çocuklarla, ebeveynlerle tanışırız. Sorunlarımıza cevap arar, bulur, söyleşir, kaynaşırız. Belki bir cümlemizle, bakışımızla birinin hayatına dokunuruz. Ya da boynu bükük, kanadı kırık birinin gözü değer kalbimize… İşte o gönül gönüle olan muhabbet bize şifadır…
Yazdığın bir kitabın raflarda yerini aldığını görmek nasıl bir his?
O eserde o kitapta aslında kendi yolculuğunuzu görüyorsunuz. Bu noktada da Montaigne’inin denemelerini okuduğum zaman şu sözü aklıma gelir, “Benim yaptığım, bildiklerimi söylemek değil, kendimi öğrenmektir; başkasına değil kendime ders veriyorum. Ama bunları başkalarına anlatmakla kötü bir iş yapmıyorum. Bana yararı olan bu işin belki başkasına da yararı olabilir.”
Beğendiğiniz veya gittiğiniz sahaflar hangileridir?
Sahaf konusunda Halk Kütüphanesi ve kitabevlerinden çokça faydalandım. Kitap etkinliklerinde aradığımız kitaplara ulaştığımız standları olan sahaflar var. Orada hem kitaplara ulaşıyor hem de stand başında bulunan hocalarımızla eserler hakkında bilgi alışverişi yapma fırsatı yakalıyoruz.
Güzel ve keyifli bir sohbetti. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Birine bakarsınız sıradan bir insandır. Yükseköğrenim görmemiş, doktora yapmamış… Amerika’da, Fransa’da İngiltere’de yaşamamış. Avrupa’yı gezmemiştir. Fakat yaşam anlayışına, olaylara yaklaşımına, bilgisine, görgüsüne, değerlendirmelerine hayran kalırsınız. Taraflı olmayan, her düşünceye saygılı, tartışmayı, paylaşmayı bilebilen, insanlara anlayışla yönelen bir insan. Bu özelliklerin nereden geldiğini araştırınca içinde çeşitli kitaplar okumanın yanında güzel sanatların saklandığını görürüz. Empati yeteneğimiz gerçekleşir dünya daha yaşanılır bir hale gelir. Gautama Buddha’nın bir cümlesiyle bitirmek isterim, “İçinde sevgi barınan için, bütün dünya tek bir ailedir.”
Vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.
Sanata, edebiyata ve insana katkılarınızdan dolayı asıl ben teşekkür ederim. Gündem Bilecik takipçilerine sevgilerimle, nice edebiyat sohbetlerine.
bsr recyclinghof berlin a rel="dofollow" href="https://www.vurgec.com/kategori/canta" title="Çanta">Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası