Mesut Sav’ın Kamu Personel Derneği Başkanı Dr. Menderes Kandemir ile Söyleşisi

Bize kısaca kendinizi ve eserlerinizi tanıtır mısınız?

1970 yılında Konya’nın Seydişehir İlçesi Gevrekli Kasabası’nda doğdum. İlk ve ortaöğrenimimi Gevrekli’de, lise eğitimimi Seydişehir Endüstri Meslek Lisesinde tamamladım. 1999 yılında kamuda memur olarak çalışmaya başladım. Kamuda çalışırken önce Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdim. Sonra, Yönetim ve Organizasyon dalında yüksek lisans, işletme dalında doktoramı yaptım. 2020 yılında “Pozitif Psikolojik Sermaye” adlı ilk kitabımı yazdım. Akademik çalışmalar yapmak üzere birçok kongre ve sempozyumlarda bildiri sundum. Makale ve kitap bölümleri yazarak akademik camiaya katkıda bulundum.

Bunun yanı sıra 2022 yılında Prof. Dr. İzzet Gümüş Hocamla birlikte editörlüğünü yapmış olduğum ”Küreselleşme Bağlamında Örgütlerde Yönetim” adlı ikinci kitabımız yayımlandı. Halen kamudaki görevime devam etmekle birlikte, makale ve kitap çalışması yapmaktayım.

Ayrıca, çalışma hayatım içerisinde sivil toplum kuruluşlarıyla da (STK) ilgilendim. Ülkeler açısından STK’ların ne kadar önemli olduğunu bilen birisiyim. Sendikalar ve dernekler içerisinde yer alıp katkı sunmaya çalıştım. Bu alanda ne kadar boşluk olduğunun farkındayım. İdeal bir STK kurup kamu çalışanlarının sorunlarıyla ilgilenmek adına, 13 Kasım 2020 yılında 8 arkadaş ile birlikte 81 ilde teşkilatlanmak üzere Kamu Personel Derneğini kurduk. Derneğin kurucu başkanı olmakla birlikte halen yönetim kurulu başkanlığını yapmaktayım.

Kamu Personel Derneği’nin ilk kurulma aşamasından bugüne yolculuğunu anlatır mısınız?

Tabi ki. Kısa adı KAMUPERDER olan Kamu Personel Derneği durduk yere kurulmuş bir dernek değildir. Akademik araştırmalara göre çalışma hayatında olan kişilerin %82’si bir şekilde mobbinge maruz kalıyor. Ya da bir şekilde hakları aranmıyor. Bizler de bu konulardan mustarip olan 8 arkadaşla birlikte öncelikle bilimsel bir araştırma yaparak Ülkemizdeki ve gelişmiş ülkelerdeki STK’ları ve aynı zamanda “ahilik” kurumunu da inceleyerek özellikle kendi alanında tek ve örnek gösterilecek bir sivil toplum kuruluşu kurmak için yola çıktık.

Derneğimiz; adalet, güven, liyakat ve aynı zamanda kurumsal yönetim ilkeleri olan adillik, şeffaflık,  hesap verebilirlik ve sorumluluk değerleri üzerine kurulmuş ve bu değerler üzerine temelini oluşturmuştur.

Temeli oluşturduktan sonra iş yapıyı kurmaya geldi. Öncelikle amacına uygun bir tüzük hazırlanarak T.C. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğünden onaylandı. Bu süreç içerisinde dernek merkezimiz için yer kiralandı, boyasını arkadaşlarla birlikte yaptık, ofis malzemelerini yine hep birlikte taşıdık ve kurulumunu yaptık. Kurulumun her aşamasında hem manen hem de madden kurucu üye arkadaşlarımın emeği büyüktür.

Birde derneğimiz kurulum aşamasındayken Aralık 2019 yılında koronavirüs salgını oldu. Bizler, ya virüsün geçmesini bekleyecektik ya da derneği kuracaktık. Böylesi bir kriz ortamında derneği kurmaktan yana karar alarak krizi fırsata çevirmiş olduk. Hayat normale dönünceye kadar ki süreçte web sitemizi kurduk, sosyal medyayı etkin kullanarak dernek işlerinin birçoğunu sosyal medya aracılığı ile yaptık.

Size nasıl üye olmalılar? Ve ne gibi talepleri var üyelerinizin?

Dernek olarak şimdilik 11 ilde temsilciliğimiz vardır. Birçok ilçe de ve kurumlarda da temsilcilerimiz mevcuttur. Çalışanlar, temsilcilerimiz aracılığıyla üye olabilirler. Ayrıca sosyal medyadan takip edip, yapılan güzel çalışmaları görüp üye olmak isteyen kişilerde oluyor. Bu kişiler, www.kamperder.com web sitemizde bulunan üyelik formunu doldurup gönderebilirler ve değerlendirme sonucu üyemiz olabilirler.

Tabi ki bizim de üyelik teklifinde bulunduğumuz kişiler oluyor. Saymış olduğumuz değerleri taşıyan ehil kişilere biz kendimiz de üyelik teklifinde bulunuyoruz. Biz biliyoruz ki bu kişiler değer üretir, bulunduğu yere fayda sağlar. Nitekim de öyle oluyor.

Bizler, dernek olarak kurumları dolaşıp hiçbir zaman üyelik çalışması yapmadık. Biz istedik ki dernek kendi çalışmalarıyla kendisini kanıtlasın. Dernek üyelerine sahip çıkılıyor, güzel işler yapılıyor diyen ve değerlerimiz olan adalet, güven ve liyakat ehli çalışan kişiler kendileri üye olsun.

Derneğimize gelen taleplerin hepsini değerlendiriyoruz. Kurulduktan sonra bu süreci düşünerek ve sahadaki eksiklikleri görerek; KamuPerDer Kariyer Havuzu”, “KamuPerDer Hakem Heyeti”, “KamuPerDer Proje Kulübü”, “KamuPerDer Mobbing Kulübü”, “KamuPerDer Sosyal Medya ve Basın Yayın” olmak üzere kendi ihtisas alanlarımızı kurduk. Talepleri bu ihtisas alanlarına göre değerlendiriyoruz.

Genelde derneğimize mağduriyet, hak kaybı, hakaret, istem dışı tayin, mobbing ve lojman KDV kesintilerinin geri alınmasıyla ilgili talepler geliyor. Talepler kurmuş olduğumuz “KamuPerDer Hakem Heyeti”nde değerlendiriliyor. Çalışan mağduriyetini bize belgesiyle sunarsa öncelikle kendi kurum yöneticisiyle konuşulup konunun iki tarafla çözülmesi sağlanıyor. Çözüme kavuşmayan ve yargıya taşınacak konularda üyemize dernek olarak ücretini biz karşılamak üzere avukatlık hizmeti sunuyoruz.

Derneğin genel başkanı olarak çok emek verdiniz. Hislerinizi, duygularınızı birkaç kelime ile özetleyecek olsanız ne dersiniz?

İyi ki de böyle bir dernek kurmuşuz derim. Çünkü kurulduktan buyana geçen üç yıl içerisinde yargıya gidip açtığımız davaların hepsini kazandık. Mağdur olan arkadaşlarımızın dava sonucu sonrası yüzündeki o gülücükler bizim için yeterlidir.

Yazım sürecinizde masanızdan neler eksik olmuyor? Sizi besleyen ilham kaynaklarınız nelerdir? “Masamda otururum”, “mutlaka yanımda defter taşırım”, “gelişine akıtırım” gibi ritüelleriniz var mı?

Masamda ve kütüphanemde yeni kitap eksik olmaz. Beni besleyen kitaplar, makaleler ve başarı hikayeleridir. Kendime yatırım yapmak, hafızayı güçlü tutmak ve bir günü diğer günden farklı yaşamak benim zinde kalmamı sağlıyor. Hedeflerimin olması bu hedeflerin hayata geçtiğini hayal etmek bana farklı bir duygu katıyor.

Hayatınızda en fazla iz bırakan olay veya durum nedir?

Memuriyetime lise mezunu olarak başladım. Memuriyetimin ilk yılı almış olduğum ilk eğitim “zaman yönetimi eğitimi”ydi. Bu eğitimde, bilgiye ne kadar aç olduğumu anladım. Bu eğitim benim hayatımın dönüm noktası oldu. Kendime hedef koydum. Önce lisans, akabinde yüksek lisans ve doktora yapacaktım. Nitekim de öyle oldu. Hayatımda başarılıysam almış olduğum eğitime ve bu süreçte hayatıma değer katan hocalarıma borçluyum.

Sizlerin aracılığı ile hocalarıma, birlikte yol yürüdüğümüz arkadaşlara ve bizleri destekleyen diğer STK başkanlarına teşekkür ederim.

Güzel düşünceleriniz ve bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Yeni projelerinizle ilgili gelişmeleri heyecan içinde takip ediyor olacağız.

Değerli vaktinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Sevgiyle kalın…