Ayakkabı Bot ve çizme Günlük ayakkabı Bot ayakkabı modelleri Çizme ayakkabı Terlik ayakkabı Sandalet Babet Spor ayakkabı Topuklu ayakkabı İç giyim Mayo Çorap Fantezi giyim İç çamaşır takımları Sütyen Gecelik Pijama takımı Gece elbisesi Plaj giyim Giyim Büyük beden Tesettür Etek Trenckot tarz eşofman takımları bayan Mont Gömlek Pantolon T-shirt Sweatshirt Kırmızı elbiseler Ceket Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası Atlet Külot Jartiyer Tanga Jüpon Body Büstiyer
Merhabalar. Öncelikle kendinizi bize tanıtabilir misiniz? Sizi, sizin kelimelerinizle tanıyalım.
Merhabalar; başlarken size, yayın kuruluşunuza beni ve çalışmalarımı konuk ettiğiniz için teşekkür etmek isterim.
1962 yılı İstanbul doğumluyum. Renkli sayılabilecek, huzurlu bir çocukluk sonrası ilk gençlik, eğitimlerimin tamamlanması, çalışma hayatı derken bu günlere gelebildim. İstanbul Boğazına kıyısı olan bir balıkçı kasabası kuşaklar boyunca ailemin yaşadığı yerdi. Burada bir çocuk olarak hâlâ olumlu etkilerini üzerimde hissettiğim, birey olmamda bana kişisel katkı sağlayan keyifli, farklı aktiviteler yapabildiğim, bedensel becerilerimi geliştirdiğim o harika zamanları unutamadığımdan düş dünyamda bu anları tekrar tekrar yaşamak için benzer hikâyelerle dolu kitaplar, filmler gibi sanat etkinliklerinin içinde dolandım durdum. Bir yandan da işletme eğitimimi tamamladım. Enerji sektöründe aktif olarak çalışırken aile işletmemizde gıda sektöründe işletmecilik yönümü deneyimledim. Emeklilik günleri geldiğinde hep yapmak istediğim şeyi, kitaplarla okuyucu olmanın dışında işin mutfağında da olmayı istedim. Böylece okurluktan yazarlığa geçiş süreci başlamış oldu. Yayınlanmış altı kitabım, üç ortak proje kitabım ve yayınlanmak üzere hazır iki kitabım var. En bilinen kitaplarım Ay Işığında Oynayan Balıklar, Fısıldayan Zeytin Ağacı, Avuç Kadar Bir Kedi, Sıcak Çikolata Çeşmesi-Masallar…
Biraz da eğitim hayatınızdan ve hayallerinizden bahsetseniz?
Her okulu İstanbul’un farklı ilçelerinde okudum. İşletme eğitimini zorunluluktan tamamladım, gönlüm her zaman edebiyat eğitimi almaktan yanaydı. Ancak işletme eğitiminin özellikle aile işlerimizde çok yararını gördüm ve gerçekten eylem sahasına geçince bana göre bir eğitim dalı olduğunu gördüm. İşletmecilik alanında şimdi kardeşimle birlikte deniz ürünleri konseptli bir işyerimiz var. Ve hayallerimizin bir kısmını gerçekleştirebildiğimiz için mutluyuz.
Çocuk kitabı yazarlığı dışında hayatınızda nelerle meşgulsünüz? Bir gününüz nasıl geçer?
Yazı yazmak benim için çok kıymetli. Bu sayede pek çok değerli dost kazandım. Onlarla birlikte projeler üretmek, çalışmalarına katkıda bulunmak, desteklemek, etkinliklere katılmak beni çok mutlu ediyor. Artık yaşantı olarak daha yavaş bir ritim tercih ettiğimden huzur ve keyif veren aktiviteler içinde olmaya gayret ediyorum. Böylece ruhen daha fazla beslenip, daha kaliteli işler yapabiliyorum. Yazıya giriş dersleri verdiğim öğrencilerim var. Pandemi öncesi yüz yüze dersler yapıyorduk ancak pandemi sayesinde hayatımıza giren dijital toplantılar ile artık on-line dersler ile eğitim vermeye devam ediyorum. Haftanın üç gününü resim yaparak geçiriyorum. Tematik sergiler hazırladığımız bir atölyemiz var, orada renklerin arasında dolaşarak güçleniyorum. Ben çocuk hikâyeleri yazarı olarak bilinsem de yetişkin okurlar için yazılarımı on yıldan fazla bir süredir yayınladığım bir yazı sitem var.
www.oyaengin.com adresinden yetişkin okurlar anı, hikâye, eleştiri, makale, gezi yazılarıma ulaşabilirler.
Günüm eğer rutin başlayacaksa sabah çayımı içerken edebiyat okuma ödevim olan kitabı okumakla başlar. Bu genelde bir saat kadar sürer. Sonra ev ve işyeri sorumluluğunun getirdiği işler, varsa toplantı veya ders sonra dinlenme zamanı ve mutlaka dijital bir izleme. Bu bir konser, dizi veya film olabilir. Kış döneminde daha çok okul ziyaretleri, fuar ve imza günleri etkinlikleri oluyor. Yaz döneminde işyerimizle daha fazla ilgilenme olanağı bulabiliyorum.
Kitaplara olan ilginiz ailenizle beraber mi başladı?
Ben hep ellerinde kitap, dergi gördüğüm aile büyükleri arasında büyüdüm. Özellikle dayımın muhteşem bir kitaplığı vardı. Hani şu yerden tavana kadar, duvardan duvara kadar olanlardan. Eğer iç mekânda vakit geçiriyorsam bitişik evde oturan dayımın kitaplığının önü benim oyun alanımdı. Şimdi bunu sizinle paylaşırken aklıma geldi. Kitaplarla bir aradayken yanıma kimseyi istemezdim. Hikâyeler ve ben bir de kitap kokusu. Sanırım hala dijital kitap okuyamamamın sebebi bu. Bu koku olmadan asla…
Günümüzde çocuklar okuma kültürünü nasıl ve hangi tür kitaplardan ediniyorlar?
Okuma kültürü çocuk yaşta oluşan, gelişen ve devamlılık gerektiren bir şey olduğu için çocuğun yaşına ve ilgi alanlarına göre okuma yapması doğru olur. İlkokullarda bu kültür verilmeye çalışılıyor. Gittiğim okullarda da bizzat görüyorum, çocuklar kitap konusunda çok heyecanlı ve hevesliler.
Teknoloji çocukların hayatında o kadar büyük bir yer kaplıyor ki temelinde dijital ve fantastik ögeler barındıran macera ve aksiyon dolu hikâyeler çocuklar tarafından tercih ediliyor. Ancak yine de çocuklar okuma yerine izlemeyi tercih ediyor.
Bugünün yazarları kalıcı eserler bırakabilecek mi?
Çocuk kitapları alan olarak aslında çok dikkat edilmesi, çocuğun ruh ve beden sağlığına zarar vermeyecek şekilde hazırlanması gerekir. Ayrıca çocuğun bilgi ve becerilerini geliştirmesi, yazılı metini ve görsel şekilleri anlayabilmesi, metinler üzerinde düşünüp sorgulama yapabilmesi sağlanmalıdır. Yazınsal kurgular Türkçe dil bilgisine uygun, çocuğun duygu ve düşünce birikimlerini değerlendirebileceği şekilde olmalıdır. Bu sebeple çocuk edebiyatı ayrı bir program olarak müfredatta yer almalıdır düşüncesindeyim. Bağımsız okuma programları ile okul dışında okuma zevki ve alışkanlığı kazandırılacak yöntemlerin hayata geçirilmesi ve buna göre kitapların yaratılması katkı sağlayacaktır.
Ancak ticari kaygılar, bazı yayınevlerinin konuya gerekli hassasiyeti ve özeni yeterince göstermemeleri, ücret karşılığı isteyen herkesin kitap bastırabildiği bir ortamda kalıcı eserler beklemek zor olsa da yine de çok kıymetli eserler çocuklarla buluşuyor. Temel okuma becerisi ve kültürünün yerleşmesinde en önemli görev Türkçe ve sınıf öğretmenleri yanında ailelere düşüyor.
Kitabın devamı gelecek mi?
Evet, yazmaya devam ediyorum. Daha anlatacak çok hikâye var.
Güzel ve keyifli bir sohbetti. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Aileler kitap okuma alışkanlığı ve kültürünün yerleşmesinde ilk basamaktır. Gittiğiniz AVM’lerdeki kitap dükkânlarına, fuarlara, imza günlerine, sahaflara, kütüphanelere çocuklarınızı götürün. Kitapları sevsinler, kendi tercihlerine göre kitap seçmelerine izin verin. Hatta çocuğunuzun kitaplarını önce siz okuyun. Sonra birlikte üzerinde konuşun. Hem birlikte kaliteli zaman geçirecek hem siz hem çocuğunuz bu aktiviteden çok yararlanacaksınız. Üstelik yetişkinlerin çocuk kitabı okumalarını ben özellikle tavsiye ediyorum. Unutmayalım. Herkesin çocukluğuna ihtiyacı var.
Değerli vaktinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Sevgiyle kalın…
Bu fırsatı verdiğiniz için ben de sizlere teşekkür ederim.
bsr recyclinghof berlin a rel="dofollow" href="https://www.vurgec.com/kategori/canta" title="Çanta">Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası