Betül Altınsoy’un Değerli Yazar Meltem Soğuk Stropoli İle Söyleşisi

Merhabalar. Öncelikle kendinizi bize tanıtabilir misiniz? Sizi, sizin kelimelerinizle tanıyalım.

Merhaba, davetiniz ve sorularınız için çok teşekkür ederim.

Aldığım eczacılık eğitiminin ardından, hayatımın uzun bir bölümünde ilaç endüstrisinde çalıştım. Türkiye ve yurtdışında farklı görevlerde bana sayısız yaşam deneyimi kazandıran işimi, pandemi döneminde bırakmaya karar verip, eskiden beri ilgi duyduğum sağlıklı beslenme ve iyi yaşam alanlarında eğitimler almaya yöneldim. Bu eğitimler sonucunda kendimi sertifikalı bir Bütünsel Beslenme ve Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu olarak bulunca da, bir anlamda bir ilgi alanımı profesyonel işe dönüştürme firsatı yakalamış oldum.

10 yıl önce İtalyan eşimle evlenip İsviçre’ye taşındım. 8 yıl İsviçre, arada 2 yıl da İrlanda derken toplamda 10 yıldır yurtdışında yaşıyorum.

Ruhumu besleyen ve beni zenginleştiren aktiviteler arasında seyahat etmek, köpeğim Grissino ile doğada vakit geçirmek, kitaplarla başbaşa olmak ve amatörce fotoğraf çekmek önde gelenler. Öğrenmenin yaşının olmadığına inanıyorum, o yüzden hayatımda sürekli olarak farklı konularda irili ufaklı eğitimler almaya devam ediyorum.

Yazmak, hayatımda geç başladığım ama beni çok heyecanlandıran, yaşamıma büyük anlam katan bir kavram. Bu konuda saatlerce konuşabilirim!

Kitabınızın adı neden Yeşil Mavi Hayat?

Yeşil, doğayı, mavi de denizi ve gökyüzünü simgeliyor. Yer ve gök gibi aslında yeşil ve mavi de birbirini tamamlayan kavramlar.

Yeşil mavi denince ilk akla gelen elbette ‘doğa’ kavramı ve doğa ile düşüncelerimi kitabın ikinci bölümünde detaylı bir şekilde paylaşıyorum. Ancak kitabın içeriği sadece doğayla sınırlı değil, ismi de aslında sadece doğaya gönderme yapmaktan ibaret değil. Renk olarak yeşil, insana güven ve huzur verir, umudu ve canlılığı temsil eder. Mavi renk ise güveni ve bilgeliği simgelerken, uyum ve sakinlik duyguları ile ilişkilendirilir. Kitapta anlamlı ve insanca bir yaşam sürmeyi farklı açılardan irdelediğim, insanın önce kendisiyle, ardından doğadaki tüm canlılarla ve gezegenimizle uyum ve denge içinde, bütünün parçası olduğunun idrakinde olarak yaşamasının önemini vurguladığım için bu başlığın kapsayıcı olduğunu düşündüm.

İsim babası aslında aynı zamanda ilk editörlüğümü de yapmış olan değerli yazar Fuat Sevimay’dır. Kendisinin ‘Yeşil Hayat’ olarak önerdiği isme Mavi’yi ekleyerek Yeşil Mavi Hayat isminde karar kıldım.

Kitabınızda okuyucuyu neler bekliyor?

Yeşil Mavi Hayat aslında 50 yaşa bir hediye. Orta yaşa bastığım geçen yıl, hayatta önemsediğim kavramlarla ilgili fikirlerimi, bu hayatı nasıl yaşamak istediğimi ve hepsinden önemlisi kendimce istediğim gibi bir ‘insan’ olabilmeyle ilgili düşüncelerimi yazıya döktüm.

Değindiğim kavramlar içinde otantik (gerçek) kendimiz olabilmek, hayatımızı anlamlandırabilmek, haz ve tüketme odaklı değil de içsel hoşnutluğumuza (mutluluğumuza) odaklı yaşayabilmek, olayları sakinlikle karşılayabilmek, kendimizle başbaşa olmaktan keyif almak, ait olduğumuz bütünün diğer tüm parçalarına; hayvanlara, doğaya ve gezegenimize uyumlu ve saygılı bireyler olarak yaşamak yer alıyor.

Bu kavramları irdelerken, bir yandan konularla ilişkili olarak ilham aldığım düşünürler ve yazarların fikirlerini paylaşıyor, bir yandan da yaşamımdan deneyimlerim ve anılarıma da yer vererek kendi çıkarımlarımı yansıtıyorum. Bu sayede bir yandan da okuyucunun kendi hayatını da değerlendirmesine katkıda bulunmayı hedefliyorum aslında. Amacım bireysel hırs ve tüketme arzularımızın pençesinde yaşamamak, doğanın sahibi değil de onun bir parçası olduğumuzu unutmamak, insan-hayvan tarzında ayrımları törpüleyebilmek gibi kavramlar üzerinde biraz da olsa düşündürtebilmek. Bu açıdan bakarsak, içerik akışı içinde kimi zaman kendime sorduğum sorulara yanıtları bulmaya bir bakıma da okuyucuyu davet ediyorum.

Araştırdığım bazı konularda bana ilham veren bilgilere de yer verdim. Özellikle doğasever ve hayvansever okuyucuları renkli bilgiler de bekliyor diyebilirim.

Kitabınız Kişisel Gelişim Kategorisi midir?

Yeşil Mavi Hayat, yayınevim Destek Yayınları tarafından ‘Kişisel Gelişim’ kategorisinde basıldı ancak alışılagelmiş Kişisel Gelişim kalıplarına uyan bir içeriğe sahip olmadığını söyleyebilirim. İçeriği daha detaylı tanımlamam gerekirse, anı, deneme ve araştırmanın harmanlandığı bir kişisel gelişim kitabı tanımını kullanabilirim. Ayrıca kendim bir okuyucu olarak, kişisel gelişim kitaplarında genellikle kullanılan ‘öğretici’ ve ‘uygulatıcı’ dili tercih etmediğim için, yazarken okuyucuya bilmişlik taslamayan, ahkam kesmeyen, birlikte düşünmeye davet eden bir dil kullanmaya özen gösterdim.

Yazarken ilham aldığınız şey nedir? Bir kişi olabilir bir nesne olabilir. O ilham periniz size ne olunca geliyor?

Yeşil Mavi Hayat’ı yazarken kısaca hayatı oluşturan pek çok detay ve kavram benim ilhamım oldu aslında. İnsan davranışları, mekanlar, kokular, doğa, hayvanlar, edebiyat, felsefe, psikoloji, çocukluğumdan ve iş hayatımdan anılarım ve daha pek çok kavram… İçerikte hayatı nasıl daha anlamlı yaşayabilme ile ilgili düşüncelerimi yansıttığım için bana anlamlı gelen sayısız detayı da sayfalarıma yansıtmaya çalıştığımı hissediyorum.

Yazmak bilinçli olan insana ne kazandırmaktadır?

Yazmak insanın kendini en iyi ifade edebilme şekillerinden biri bana göre. İnsan kendini ifade edebildiği sürece varolduğunu hissediyor. Elbette bunu dışa vurma şekli ve aracı herkes için farklı olabilir. Ek olarak, yazmanın düşünceleri düzene sokan, iç uyumu mümkün kılan bir özelliği de var. Aynı zamanda sistemli bir şekilde yapıldığı takdirde insana müthiş bir öz-disiplin de kazandırıyor.

Ayrıca yazmanın ve duygularını yazarak ifade etmenin katarsis etkisi de olduğu kesin. Örneğin Pozitif Psikoloji alanında gerçekleştirilen çalışmalarda, kısa da olsa günlük tutmanın ve hislerimizi yazıya dökmenin, kişinin iyi hissetme durumuna olumlu etkileri olduğu gösteriliyor. Her gün 20 dakika boyunca yazmanın depresyon, anksiyete gibi pek çok alanda iyileşme sağladığını kanıtlayan çalışmalar da mevcut. Aslında bu faydalardan yararlanmak için yazar olmak da gerekmiyor. Herkes, yazmanın bu artı özelliklerinden faydalanabilir diye düşünüyorum.

Ülkenizdeki kitapların fiyatları konusunda ne düşünüyorsunuz? 

Artan enflasyon ve kur artışı ile birlikte artan kitap maliyetleri doğal olarak okuyucuya yansıyor. Aslında konudan hem yayıncılar, hem de okuyucular mağdur. Alım gücü çok düştüğü için, kitap alımları ve dolayısıyla okuma oranları da düşüyor. Artan yoksulluk oranları ile birlikte, elbette ki ilk vazgeçilen yaşam tercihleri kültür-sanat, edebiyat gibi alanlar oluyor.

Araştırmalar, kitap okuma alışkanlıklarının, bir ülkenin eğitim sistemi ve kültürel değerler gibi faktörlerle olduğu gibi, ekonomik kalkınma seviyesi ile de yakından ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından yapılan araştırmalara göre, Japonya’da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Norveç, Finlandiya ve İzlanda gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde en az 10 iken, Türkiye’de ise 6 kişi 1 kitap okuyor, toplumun % 75’i ise kitap okumuyor.  Bu rakamlar çok düşündürücü elbette. Durum zaten böyleyken, bir de artan fiyatlar kitaba ulaşımı iyice azaltıyor.

Yazdığınız bir kitabın raflarda yerini aldığını görmek nasıl bir his?

İnanılmaz mutlu edici ve tatmin edici bir duygu. İnsanın yaratıcılığının ve kendini ifade ediş şeklinin altında diğerleri ile paylaşma güdüsü ile bunun verdiği tatminin yattığına inanırım. Aslında kitapta da bahsettiğim gibi, sadece paylaşma ihtiyacı da değil bu. İnsanın kendini biçimlendirerek hayatla tamamlanma süreci de iletişimde olduğu diğer insanların katkısıyla gerçekleşir. Bu dönemde bunu ben kendimde tecrübe ediyorum. Ben kitabın içeriği ile başkalarına ulaşırken, kitaba gelen her yorum, aynı zamanda beni de geliştiriyor ve büyütüyor. Tamamlanma sürecime katkıda bulunuyor.

Güzel ve keyifli bir sohbetti. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Kitapla ilgili okuyuculardan bugüne kadar çok güzel yorumlar aldım. Beni en çok sevindiren ise hemen hemen okuyan herkesin içinde kendisi ile ilgili bir şeyler bulabilmesi ve pek çok açıdan içselleştirebildiğini söylemesi. Ayrıca içerikteki kavram çeşitliliğine rağmen, hızlı okunduğu ve akıcı olduğu yorumları da beni çok mutlu ediyor. Bir yazar için yazdıkları hakkında yorum duymak kadar faydalı bir şey yoktur sanırım. Bu röportajdan sonra kitabı alıp okuyanlar arzu ederlerse aşağıdaki adresten kitabımın web sitesine, veya benim sosyal medya profillerime yorum bırakabilirler. Çok memnun olurum.

www.yesilmavihayat.com

Vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.

Ben teşekkür ederim. Benim için çok keyifli bir sohbet oldu.