Betül Altınsoy’un Yazar Pervin Göksel ile Söyleşisi

Öncelikle hoş geldiniz diyor ve söyleşimizin başlangıcında sizi tanımak istiyoruz.

İsmim Pervin Göksel, Çanakkale-Yenice doğumluyum.

Sizin çıkış noktanız neydi kitaba başlarken, neden böyle bir kitap yazdınız?

Kitaba başlamadan önce, toplumda meydana gelen kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine olan tepkimi edebi yönden aktarmak ve toplumun kanayan yarasını kalemimle sarmak benim ilk çıkış noktam oldu.

İlk ne zaman ben yazar olacağım dediniz?

Küçüklüğümden beri kulağımda kalemle gezmeye alışmış bir bireyim ve zaman olarak ne zaman yazar olmaya karar verdiğimi hatırlamıyorum ama kitabı yazdıktan sonra yazarlık duygumun olmadığı bir anı da hatırlamıyorum.

Bu kitap kimlere hitap ediyor? 

Bu kitap Türk ve dünya kadınlarına hitap ediyor. Okumanın değerini bilmek ve ilerlemenin kıymetini anlamak için bir drama niteliğinde eserdir.

“Edebiyat sihirli bir toz gibidir. Varlığını gözünüzle göremeseniz bile etrafınızdadır, içinize derinden işler; bağışıklık sisteminizi güçlendirip sizi hayata hazırlar. Bence bu toz, ‘her eve lazım’ tozlardan.”diye bir söz vardır. Çocuğun bu sihirli toza bulanmasına engel olmamak için yetişkinlere, öğretmenlere düşen nedir sizce?

Çocuklar bizim söylediklerimizi değil yaptıklarımızı yaparlar. Yani bizi taklit ederler. Yapmamız gereken onlara nasihat etmek değil, onlardan istediğimizi yani; okuma eylemini önce yetişkinlerin yapmaya başlaması ve bunu devam ettirip genç nesillere örnek teşkil etmesi gerekmektedir.

Yeni çalışmalarınız var mı? Varsa, kısaca söz edebilir misiniz?

Yeni çalışmalarım mevcuttur ve Türk kadının erdem ve fazileti tüm dünyayı sarana kadar devam edecektir.

Hem yeni neslin kitaplara yaklaşımını hem de e-kitaplar, dijital kütüphaneler hakkında neler düşünüyorsunuz?

Dijital kütüphaneler ve e-kitaplar her ne kadar bilgiye ulaşmayı kolaylaştırsa da ben kitap kokusunu ciğerlerinde hissetmenin daha etkili olacağını ve genç neslin kitaba olan tutkusunu arttıracağını düşünenlerdenim.

Bir yazar nasıl olmalıdır?

Bir yazar okuyucularına bir kitaptan ziyade bir hayat sunmalıdır. Bazı kitapların içerisinde kapılar vardır ve okuyucular bazen farkında olmadan bu kapıdan içeri girer ve kitabın içerisinde yaşarlar. İşte o kapı yazarın en büyük maharetidir, maharet kitap değil, kapının ta kendisidir.

Söyleşimizi bitirmeden önce sizin eklemek istediğiniz bir konu var mı?

Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.

Vakit ayırdığınız için ben teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.