Betül Altınsoy’un Değerli Eğitimci Yazar Habip Tuyli İle Söyleşisi

Kendinizi okurlar, genç ve yeni araştırmacılar için kısaca tanıtır mısınız?

Erzurum’da doğdum. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Erzurum’da okuduktan sonra Erciyes Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldum. 2010 yılından beri -önce Erzurum, ardından da Bursa İznik- öğretmenlik yapmaktayım.

Şimdi bir meslek seçme hakkınız olsaydı öğretmenlik mesleğini seçer miydiniz? Ya da hangi mesleği seçerdiniz?

Toplumsal statüsü ne olursa olsun ben öğretmenlik mesleğini isteyerek seçtim. Bu yüzden öğretmenlik mesleğini seviyorum.  Ancak çocukken hep futbolcu olmak isterdim. Öğretmenlik dışında bir meslek seçme hakkım olsaydı futbolculuk derdim.

Ne kadar zamandır yazıyorsunuz?

İlkokul sıralarından itibaren hep yazdım. Bazen şiir… Bazen öykü… Bazen deneme… Ancak hiçbirini birilerine okutmadım. Yazdıklarımı her seferinde yırtıp attım. Ancak 2017 yılında MEB Türkçe ders kitabı yazmaya başladıktan sonra yeteneğimin farkına vardım. Çünkü ders kitabı yazarken kısa metinleri kendimiz yazmamız gerekiyor. Kısa metinleri yazdıkça da yeteneğim gün yüzüne çıktı. Daha sonra Türkçe soru bankası yazdım. Orada da paragraf soruları yazarken metin ihtiyacı oluyordu. Bu şekilde yazma serüvenim başladı. Ardından da istemsiz diyeceğim şekilde öykü yazmaya başladım. Sonra kitaplar birbirini takip etti.

İlk kitabı bastırmak hep sancılı bir süreçtir. Sizde de mi böyle oldu?

Size katılıyorum. İlk kitabımı yazdıktan sonra kitap yaklaşık bir yıl boyunca öylece kaldı. Daha sonra kıymetli dostum Recep Özkul’un teşvikleriyle kitabımı bastırdım.

İnsanların çoğu “hayatımı yazsam roman olur” der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir?

Bence herkes yazabilir, ancak her yazılan okunmaz. Çünkü yazmak için ömrünüzün uzun bir bölümünde sürekli okumanız gerekiyor. Okumalarınız bir noktaya vardığında ister istemez yazıyorsunuz. Bu yüzden bence kişi yazmak için değil, okumak için kendini zorlamalıdır.

Öykü yazarlığında bilginin daha önemli olduğunu düşünenlerden misiniz?

Yazarlıkta bilgi önemli ancak bilgiden daha çok hayal ve ruh dünyasının doyum noktasına erişmesi önemli bence.

Tarihin gerçekleri, romanın gerçekleri ile ne ölçüde uyumlu olmalıdır?

Pasinler 1048 adlı tarihî romanımda gerçeklere sadık kaldım ama sonuçta bir ansiklopedi yazmadığım için hayal dünyamı işin içine büyük oranda kattım ve başarılı da oldum şükür. Bu yüzden tarihî öykü ya da romanlarda bilgiye ihanet etmeden kendine özgü bir şekilde bir üslup denenmelidir.

Beğendiğiniz tarihi romanlarımız hangileridir?

En beğendiğim tarihî roman “Osmancık”, ayrıca Pasinler 1048 de harika.

Hayal gücü yazmaya etken mi peki?

Hayal kurmadan yazmak bence imkânsızdır. Bu yüzden yazmanın ilk aşaması hayal kurmak ve okumaktır.

Hayatın amacı sizce ne olmalı?

Hayatımızın amacı bence insanlara ya da insanlığa faydalı olmak olmalı. Çünkü insan, diğer insanlara faydalı olduğunu hissettikçe yaşamanın değerli olduğunu anlıyor.

Bu sohbet için çok teşekkür ederiz. 

Böyle bir sohbete vesile olduğunuz için asıl ben teşekkür ediyorum. Sevgiyle kalın. Hoşça kalın…